Türkiye’de olduğu üzere, nüfuslarının yarıdan fazlasının ev kiraladığı İsviçre ve Almanya’da ev sahibi olanları sayısı her geçen yıl azalıyor. Bu durumun tersine, birçok ev aşırı kalabalık olmasına rağmen Balkan ülkelerinde ev sahibi olma oranları artıyor.
Konut krizi, Avrupa genelinde yükselen enflasyon ve artan kiralarla birlikte büyüyen bir endişe kaynağı. AB’de ikamet edenlerin yaklaşık %70’inin kendi evi var, geri kalan %30’u ise kirada ve AB nüfusunun yaklaşık %17’si aşırı kalabalık koşullarda yaşıyor.
Almanya’da kiracıların oranı 2022’de %50’yi aştı ve bu da onu AB ülkeleri arasında rekora koşuyor. Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA, Birleşik Krallık ve aday ülkeler) göz önüne alındığında İsviçre, %57,7 ile en yüksek kiracı oranına sahip oldu.
Türkiye’nin aksine Balkanlarda yer alan Makedonya, Arnavutluk ve Romanya’da ev sahibi olma oranları %95’in üzerinde.
Buna karşılık Avusturya, Türkiye, Danimarka, Fransa, İsveç ve İngiltere gibi ülkeler AB ortalaması olan %69,1’lik ev sahipliği oranının altına bir orana sahip.
AB’nin ‘Dört Büyük’ü arasında en yüksek oranlar İspanya ve İtalya’daydı; her dört kişiden üçü kendi evinde yaşıyordu.
Avrupa ülkeleri uygun fiyatlı konut sağlamak için çeşitli politika önlemlerini uygulamaya koydu. Bunlara konut ödenekleri, sosyal kiralık konutlar ve kira düzenlemeleri dahildir.
OECD’nin Uygun Fiyatlı Konut raporuna göre sosyal konutlar AB’deki toplam konut stokunun ortalama %8’ini oluşturuyor. Bu, piyasa mekanizmaları yerine belirli kurallara göre alt piyasa fiyatlarında sağlanan ve tahsis edilen kiralık konut konaklama anlamına gelir.
Hollanda, Avusturya ve Danimarka, toplam konut stoklarının %20’sinden fazlasını oluşturarak en büyük sosyal konut payına sahiptir.
Yorumlar kapalı.