Borsadan Kaçış mı Var Yoksa Borsaya İlgi mi Artıyor? Ezber Bozmaya Devam!!!

Borsa İstanbul’un zirve tazelediği Mayıs 2024 ve Temmuz 2024 dönemleri bu hafta sonu neredeyse tüm yazılı,görsel ve sosyal medyada haber oldu.

Niye haber oldu derseniz, nedeni bence yanlış okunan bir istatistiki verinin tek yönlü olarak analiz etmeden haberleştirilmesi.

Merkesi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısı Mayıs 2024 ayında 8.328.250 kişi olarak en yüksek seviyeyi görmüşken, Temmuz 2024 ayınsa bu sayı yaklaşık olarak 1 milyon kişi eksilerek 7.458.141 yatırımcı sayısına indi.

Peki bunu “yatırımcı borsadan kaçtı” veya “yatırımcının borsaya ilgisi azaldı” olarak nitelendirmek doğru mu? Sadece bir verinin iki tarih arasındaki değişimi bu sonuca ulaşmak için yeterli mi?

Bahse konu iki ayın MKK verileri ışığında kıyaslaması yapıldığında;

• Portföy büyüklüğü 100 TL ile 50.000 TL arasında olan yatırımcıların hesaplarının kapatıldığı
• Kapatılan hesapların halka arz için açılmış olma ihtimalinin yüksek olduğu
• Portföy büyüklüğü 500 bin ve üstünde olanlar tarafından borsaya ilginin artış göstediği
• Borsada düşüş yaşnamasına karşın toplam portföy büyüklüğünde artış olduğu

net olarak görülmektedir.

Bahse konu veriler ışığında;

• Günlük ihtiyaçlarını çıkaracak parayı kazanmak için halka arzlara katılan yatırımcıların halka arzlarda eski kazandın olmaması sebebiyle borsadan çıktıkları,
• Alternatif yatırım enstümanları (döviz, altın, mevduat vb) ile kıyaslandığında borsanın getirisinin daha yüksek olabileceğini düşünen, porföyü 500 bin TL ve üstünde olan 8.609 yeni yatırımcının Borsa İstanbul’da yatırım yapmak üzere hesap açtığı,
• 500 bin Tl ve üstünde portföye sahip yatırımcıların toplam portföy büyüklüğünün %94,5’iin oluşturduğu,

dikkate alındığında; kapatılan hesapların sayısal son iki günde ortalıkta oluşturulmaya çalışılan olumsuz hava ile orantılı olarak Borsa İstanbul için bir anlam ifade etmediği aşikardır.

O zaman son söz olarak;

Analizlerin tek değişkenle yapılması durumunda çıkacak sonucun yanıltıcı olabileceği, konuya her açıdan bakmadan çıkartılacak sonucun, analizi okuyan/dinleyen kitleyi yanlış yönlendirebileceği unutulmamalıdır.