Küresel çelik sektörünün devleri, piyasalara yönelik ciddi uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Alman sanayi devi ThyssenKrupp, son açıklamasında kazançlarında ciddi bir düşüş yaşadığını vurgulayarak, sektördeki zorlukların giderek daha belirgin hale geldiğini belirtti. Bununla birlikte, ArcelorMittal de Çin’in artan çelik ihracatının küresel pazarı “sürdürülemez” bir noktaya sürüklediğini ifade etti.
Çin, dünya çelik pazarının merkezinde yer alıyor, ancak ülkedeki emlak krizinin çözüme kavuşmaması ve fabrika üretiminin durgun seyretmesi, endüstri için tehlike çanlarını çaldırıyor. China Baowu Steel Group’un yönetim kurulu başkanı Hu Wangming, şirketin yarı yıl toplantısında yaptığı konuşmada, Çin’in çelik sektörünün “uzun ve sert bir kış” ile karşı karşıya olduğunu belirtti ve bu zorlu sürecin daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.
Baowu, dünya genelinde üretilen çeliğin yaklaşık %7’sini üretiyor, bu nedenle şirketin açıklamaları küresel piyasalarda dikkatle takip ediliyor. Hu Wangming ayrıca, Çin’in çelik endüstrisinin geçmişte yaşadığı 2008-2009 Küresel Mali Krizi ve 2015-2016’daki zorluklardan daha şiddetli bir krize girebileceğini öngördü. Sektördeki bu alarm verici gelişmeler, yalnızca Çin ile sınırlı kalmayarak, dünya genelinde çelik piyasasını etkileme potansiyeli taşıyor.
Küresel yatırımcılar da bu olası krizi yakından takip ediyor. ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesiyle birlikte, ABD’de resesyon olasılığı masaya yatırılmış durumda. Aynı zamanda, Çin’in ekonomik yavaşlaması ve çelik talebindeki gerileme, küresel piyasalarda endişeleri artırıyor. Bu gelişmeler, çelik sektörünün yalnızca bölgesel değil, küresel bir krize doğru sürüklenme riskini daha da yükseltiyor.
YENİ STRATEJİLERİN ZAMANI MI?
Tüm bu belirsizlikler ışığında, sektör oyuncuları ve yatırımcılar yeni stratejiler geliştirmeye zorlanıyor. Çin’in iç talebindeki zayıflamanın ve ihracat baskısının global piyasalarda yaratacağı olası yıkıcı etkiler, endüstri liderlerini daha temkinli adımlar atmaya itiyor. Bu dönemde sektördeki oyuncuların maliyetleri düşürmek, operasyonel verimliliği artırmak ve kriz yönetimi stratejilerini gözden geçirmek zorunda kalabileceği düşünülüyor.
Yorumlar kapalı.