Stagflasyon;
Stagnation (Stagnasyon) ve İnflation kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Stagnation (Stagnasyon) gayrisafi milli hasıla hızının ortalamadan daha düşük büyümesi anlamına gelir. İnflation (Enflasyon) çok iyi bildiğimiz gibi mal ve hizmet fiyatlarında sürekli ve hissedilir artış yaşanmasını ifade eder. Stagflasyon dönemlerinde ekonomik büyüme yavaşlar, işsizlik oranı artar, enflasyon zaten yüksektir. Bir ülkenin ekonomisi arz şokları ya da yanlış para politikası nedeniyle stagflasyona girebilir ve hükümetler açısından yönetilmesi zor bir süreçtir.
Ekonomi yönetimi sürekli artan fiyatlar genel düzeyi yüzünden enflasyonla mücadele etmek zorundadır ama enflasyonla mücadele etmek için uygulanan politikalar büyümeyi olumsuz etkiler dolayısıyla ekonomik durgunluğu tetikler.
Stagflasyon dönemleri yüksek enflasyon, durgun ekonomik büyüme ve yüksek işsizlik oranlarının aynı anda görüldüğü dönemlerdir. Diğer göstergeler ise negatif tüketici güveni, maliyet enflasyonunda gözlemlenen artış, borç maliyetlerindeki artış, enflasyonun altında kalan ücret artışları, ithalat maliyetlerindeki artış, sanayi üretimi ve kapasite kullanımında düşüş olarak karşımıza çıkar.
Resesyon;
Stagflasyondan farklı olarak genel ekonomik aktivitede belirgin bir düşüşü ifade etmektedir. Birkaç çeyrek boyunca devam eden negatif ekonomik büyüme yani GSYİH’de daralma ve artan işsizlik olarak kendini gösterir. Resesyona giren ekonomilerde tüketicinin ve yatırımcının ekonomiye olan güveni azalmaktadır. Ekonomiye olan güveni azalan tüketici harcamalarını azaltır ve yatırımlar düşer.
Dış şoklar, uygulanan sıkı para politikaları resesyonu tetikleyebilir. Resesyonun sonucu olarak enflasyon geriler çünkü talep daraldığı için fiyat artış oranları gerilemeye başlar.
GSYİH, işsizlik, sanayi üretimi, tüketici güven endeksleri, deflasyon ve olması gerekenin altına gerileyen enflasyon, perakende satış verilerinde gerileme, imalat sanayi (PMI) endeksleri, ihracat ve ithalat verileri teknik olarak bir resesyon göstergeleridir.
Tanımlarından da anlaşılacağı üzere İki kavramın farkı çok nettir. Stagflasyon dönemlerinde ekonomik faaliyetler yavaşlarken fiyatlar artmaya devam etmektedir. Resesyona giren ekonomilerde ise daralan ekonomik aktiviteyle birlikte fiyat artışında gerileme eğilimi vardır.
*Ekonomi terimlerine hâkim olmayan okurlar için tekrar hatırlatmak isterim enflasyonun düşmesi mal ve hizmet fiyatlarının gerilemesi değil, fiyatlardaki artış hızının düşmesidir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, Mal ve hizmet sepetinin fiyatı 10 TL olsun, %2 enflasyon olan ayda bu sepetin fiyatı 10,2 TL ‘ye yükselecektir. Bir ay sonra aynı sepet için enflasyon %1, e inerse aynı sepetin fiyatı 10,3 TL’ye yükselecektir.
Stagflasyon ve resesyon dönemlerinde büyümesini sürdürebilecek sektörlere baktığımızda;
· Gıda üreten şirketler ve gıda perakendecileri
· İlaç ve tıbbi hizmetler,
· Özellikle gelişmiş ekonomilerde sigorta şirketleri insanların düzenli ödeme yaptığı sektörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
· Arz kısıtlamaları enerji üreten firmalarda fiyat artışı sağlayabilir. Uzun vadede enerji ihtiyacına çözüm arayan hükümetlerin yapacağı yatırım ve teşvikler ön plana çıkabileceği gibi alternatif enerji kaynaklarına yapılacak yatırımlar artabilir ve bu bağlamda yenilenebilir enerji sektörü önem kazanabilir.
· Altın güvenli liman olarak stagflasyon dönemlerinde ekonomik belirsizliklere karşı değer kazanmaya eğilimlidir altın ve diğer değerli madenleri çıkaran, işleyen şirketler
· Özellikle kira geliri elde eden gayrimenkul şirketleri (Faiz oranlarındaki artış gayrimenkul yatırımlarını olumsuz etkileyebilir)
· Savunma ve güvenlik; Ekonomik durgunluk dönemlerinde bile hükümetler savunma harcamalarını kısmayabilir
Bütün bu veriler ışığında Türkiye ekonomisini değerlendirirsek,
Yılın ikinci çeyreğinde ödemeler dengesi verilerinde görülen iyileşmenin ihracat artışına değil ithalatın daralmasına bağlı olduğunu görüyoruz, sanayi üretiminde daralma var, talepte gözle görülür bir gerileme söz konusu, İşsizlik rakamlarında artıyor ve Temmuz verilerinde tüketici güveni yılın en düşük seviyesine indi. Enflasyonun altında kalan ücretler ve fonlama maliyetlerindeki artışın şirketlerde yarattığı olumsuz etkileri zaten yaşıyoruz, Haziran’da düşen enflasyon Temmuz’da arttı. Yaz mevsiminde olmamıza rağmen küresel gıda fiyatlarıyla Türkiye arasında makas iyice açıldı?
Türkiye ekonomisi resesyon mu yaşıyor? Stagflasyon mu? Slumpflasyon mu Hiçbiri mi? Ya da Türkiye’ye özgü başka bir flation mu? Karar sizin.
Yorumlar kapalı.