Gaziantep’te kiraların baş döndürücü yükselişi, kentin sokaklarında yankılanan bir çaresizlik fırtınasına dönüştü. Geçen yılın büyük depremi, sadece binaları yerle bir etmekle kalmadı; aynı zamanda Gaziantep’in sokaklarında barınma umudunu da paramparça etti. Şimdi, şehrin merkezinde mütevazı bir 3+1 daire bile 25 bin TL’den başlayan kira bedelleriyle anılırken, lüks daireler için istenen rakamlar 50 bin TL’den aşağı düşmüyor.
Bu astronomik kira artışları, asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir ülkede, halkın omuzlarına devasa bir yük bindiriyor. Çalışan bir ailenin, sadece başını sokacak bir yuva bulmak için maaşının neredeyse tamamını kiraya ayırmak zorunda kalması, hayatın diğer zaruri ihtiyaçlarını karşılamayı neredeyse imkansız hale getiriyor.
Ev sahipleri, depremin yarattığı bu acımasız fırsatçılığı kullanarak kira bedellerini sürekli olarak yükseltiyor. Kent merkezindeki bir evin kirasını ödemek için mücadele eden kiracılar, çaresizlik içinde şehrin uzak köşelerine taşınmayı düşünse de, bu yerlerde bile kiralar adeta ateş topuna dönüşmüş durumda.
Gaziantep’te yaşayanlar, artan bu kira bedelleriyle birlikte umutsuzluk içinde debelenirken, bu durum Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bir krizin yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Depremin derin yaraları sarılmadan, ekonomik dalgalanmalar ve konut arzındaki yetersizlikle birleşen bu kriz, halkın sabrını zorluyor.
Kentin sokaklarında yankılanan tek bir soru var: Bu kiralarla nasıl başa çıkılacak? Bu sorunun cevabını bulmak ise her geçen gün daha zor hale geliyor. Halk, artık sadece başını sokacak bir yer değil, yaşamını sürdürebileceği bir umudu arıyor.
Yorumlar kapalı.