Avcı toplayıcı toplum döneminde insanoğlunu toprağa bağlayan bir sebep yoktu, güvenlik ve beslenmeyi sağlayacak her bölge onlar için yaşam alanı teşkil etmekteydi. İnsanoğlu tarım toplumuna döndükten sonra başta su kenarları olmak üzere yerleştikleri topraklara iadiyet hissetmeye başladılar.
Öncelikle beslenme ihtiyacını karşılayan bu topraklar sonradan, mülkiyet kavramını yarattı ve insan o toprağa mülkiyet kavramı üzerinden bağlanarak o toprakları VATAN yaptı. Zaman içerisinde de o topraklara bağlılık, kültürleri yarattı ve o ortak kültür de MİLLET’leri ortaya çıkarttı.
Zaman içerisinde kültürel geçişkenlikler yaşansa da ÇOĞRAFYANIN HAFIZASI kavramı ve coğrafi yapıların dayatması çerçevesinde DEVLETLER yaratıldı. Fakat devletler yok olup yerine yenileri kurulmuş olsa da, kültürel birliktelik sebebiyle MİLLETLER tarih içerisinde çok az değişiklik göstererek hayatına devam etti.
Eflatun devlet kavramını “İnsanların toplum yaşamında başvurdukları bir örgütlenme biçimidir. Bir aile, bir dernek, bir sendika, bir parti gibi… Böylece devlet, herşeyden önce sosyal bir gerçeklik ve her sosyal gerçeklik gibi tarihsel bir gerçekliktir” diye tanımlamıştır.
Ahmet Mumcu’nun çok basit olarak tasviri ile kısaca devlet ” Bir coğrafyada örgütlenen insan topluluğudur” Kısacası her topluluk devlet teşkil etmemiştir ve devlet teşkili için, bizim MİLLET olarak tanımladığımız , bir topluluğum belli bir coğrafya üzerinde ve belirlenmiş kurucu değerler çerçevesinde irada beyan etmesi gerekmektedir.
Bu basit tanımlamadan ortaya çıkan şey, bir DEVLETTEN söz edebilmek için;
- Üzerinde birleşilecek bir çoğrafya yani VATAN,
- Belli bir irade çerçevesinde birleşecek insan topluluğu yani MİLLET,
- Ortak iradenin ortaya çıkarttığı kurucu değerler (ki bunun kayıt altına alınmış olanında da ANAYASA denmektedir.)
kavramlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Aristoy’a göre devlet; kendisini oluşturan unsurların (MİLLETİN) iyiliğini düşünen bir örgüttür ve bireyden önce gelirken, Çiçero’ya göre ise göre devlet, hukuki bağlarla desteklenen ve bireyi önceleyen, halk için olan bir organizasyondur.
O dönem başlayan; “Devlet mi insan için yoksa insan mı devlet için vardır” kavgası II. Dünya Savaşı öncesi Alman ve Fransız ekolü çatışmasına kadar devam ederek gelir. Bu tartışmanın sonucu olduğuna çok inanmıyorum çünkü cevanı coğrafyanın hafısazında saklıdır ve toplumsal olarak değişiklik gösterir.
Ama her iki felsefe için de değişmeyen tek şey DEVLET kavramı için; VATAN ve MİLLET kavramlarının olmak zorunluluğudur.
Kısaca MİLLET ve VATAN’dan bağımsız bir DEVLET kavramından söz etmek, bu güne kadar yaratılmış olan hukuki, felsefi ve toplumsak tüm teorilere aykırılık teşkil etmektedir.
Yorumlar kapalı.