featured
  1. Haberler
  2. Borsa
  3. Nurdan Şahin ile “Gün Sonu”; 1-Neden Borsaya Para Gelmiyor 2-Enflasyon Neden Düşmüyor?”

Nurdan Şahin ile “Gün Sonu”; 1-Neden Borsaya Para Gelmiyor 2-Enflasyon Neden Düşmüyor?”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Borsa İstanbul açılışta 8798 puanla yatay pozitif başladığı günü %1,58 düşerek 8654 Puandan tamamladı. Bankacılık endeksinde düşüş hız kesmiyor. XBANK Endeksi %3,08 düşerek 11806 puana gerilerken, BİST100’ÜN işlem hacmi 61 Milyara oldu. Bankacılık sektörü Likidite açısından yabancının en çok tercih ettiği sektör ve sağladığı puan bazlı katkı açısından endeksi önemli derecede etkiliyor.

9 Bin puanın üzerinde kalamıyoruz. Geçtiğimiz hafta 3 gün üst üste artı kapatmasına rağmen Borsa İstanbul haftalık bazda yüzde 1 değer kaybederek kapatmıştı. Bugün satışlar sertleşti ve 8700 puanın altına geriledik. 8550 düşen trend desteği direnç bölgesi 8850 de oluştu.

Veri açısından sakin bir hafta yurt içi ve yurt dışında gündemde bilançolar var.

21 Ekim ve 26 Ekim tarihlerinde IMF ve Dünya Bankasının yıllık toplantıları var. Oradan gelecek haberler etkili olabilir.

BİST’te beklenen toparlama bir türlü gelmedi 200 Günlük ortalamasının altına gerileyen endeks ayı piyasasından çıkamıyor. 2024 zirvesinin %27 altında. BİST100 Endeksinin performansına bakıldığında anlaşılan en kötü geride kalmadı. Düşüş trendinden çıkabilmek için yabancı sermaye girişine ihtiyaç var. Vadeli pozisyonlar da düşüş yönünde risk iştahının devam ettiğini gösteriyor.

BİST’e yerli ya da yabancı sermaye girişi yok üstelik, Bloomberg’in haberine göre Türkiye’deki hisse senedi fonlarında yerli hisselerden 900 Milyonluk para çıkışı olmuş, Kıymetli maden fonlarına 931 Milyon TL’lik, yabancı hisse senedi fonlarına 450 Milyon TL’lik giriş olmuş.

BİST’te Yabancı takas oranı tarihinde gördüğü en düşük seviyelere geriledi. Yabancı sermaye düşen fiyatlara rağmen Türk hisselerine ilgi göstermiyor çünkü;

  • Sıkı para politikalarının etkisi artan fonlama maliyetleri ve enflasyon muhasebesi şirket finansallarının bozulmasına neden oldu. Enflasyonda düşüş eğilimi geciktikçe şirket ve banka karlılıkları olumsuz etkileniyor
  • Yüksek faiz getirisi borsanın önündeki en büyük engel. Bu engelleri aşmak için enflasyonun düşmesi ve faiz indirim sürecine girilmesi gerekiyor. Ne yazık ki Ekim ayında da Enflasyonun negatif etkileri derinleştiğini görüyoruz.
  • Değerli TL ihracatçı sanayi şirketlerini olumsuz etkiliyor.
  • Çin ve Avrupa’da beklenen toparlanmanın yavaş seyretmesi ve Resesyon riski taşıyan Alman ekonomisi ihracatı olumsuz etkiliyor. Büyümeyi dış ticaretle desteklemek zorlaşıyor.
  • Bankalar için 2. Çeyrekte en kötünün geride kalması ve 3. Çeyrekte faiz indirim takviminin netlik kazanmasıyla birlikte Toparlanma bekleniyordu ancak Eylül ayı enflasyonu ve TCMB’nın geçen hafta yayınlanan ppk karar metni faiz indirimi için gerekli ortamın henüz oluşmadığını gösteriyor.
  • Yabancı raporlarında siyasi tarafta bir u dönüşü riski her zaman gündemde. Bu da yabancı sermaye tarafında Ortodoks politikalardan vazgeçilmesiyle ilgili endişe yaratıyor.
  • Orta vadeli planda hem düşük işsizlik yüksek büyüme hem de düşük enflasyon teması piyasada kurumsal ve yabancı yatırımcılar tarafından gerçekçi bulunmadı.

Özetle Borsa Faiz indiriminin ertelenmesini fiyatlıyor. Faiz indirimi ise enflasyona bağlı, Enflasyonda düşüş eğilimi beklentilerin gerisinde kaldı. İndirim süreci ötelendikçe borsaya para girişi de gecikiyor.

Enflasyonda beklenen düşüş gerçekleşmiyor;

  • Mal ve hizmet fiyatlarının artmaya devam etmesi Ekim ayı enflasyon beklentilerini de olumsuz etkiliyor. Beklenti düşmeden talep düşmüyor, fiyatların artacağı endişesiyle harcamalar öne alındıkça enflasyonla mücadele zorlaşıyor.
  • Enflasyonist ortamda zenginleşen ve harcamaları hiç hız kesmeyen bir kesim var ki o kesimle ilgili bir önlem de alınmış değil
  • TCMB Politika faizi 50 puan bileşiği yıllık %65’e karşılık gelirken mevduat faizleri 46-47’lerde seyrediyor. TCMB Faizi ile piyasa faizi arasında da fark beklenen oranda tasarruf yapılamamasına neden oluyor.
  • Ekonomistler para arzında daralmanın yeterli olmadığı görüşünde yapılan yorumlarda sık sık Kredi büyüme oranının geri gelmesi gerekliliği vurgulanıyor.
  • Yabancı kurum raporlarında da bir süre daha faizin yüksek kalması gerektiğine dair ibarelerin yer aldığını görüyoruz. Ancak faiz yüksek de olsa faiz dışı araçlarda yeteri kadar sıkılık yok. TCMB’nin APİ (Açık piyasa işlemleri) grafiğinde piyasaya sağladığı likiditenin 4,5 Milyar TL olduğunu görüyoruz.

-Eğer açık piyasa işlemleri sonucunda artı bir durum oluşuyorsa, merkez bankası bankalardan tahvil, bono veya diğer kıymetli varlıkları satın alarak piyasaya net bir likidite sağlıyordur. Yani, bankaların elinde daha fazla nakit bulunmasını sağlıyor.

  • Ekonomistlerin bir diğer ortak eleştirisi ise sürecin yalnızca para politikasıyla yürütülmeye çalışıldığına dair. Maliye politikalarının süreci desteklemediği görüşü hâkim.
  • Yaklaşan ABD Seçimlerinin yarattığı belirsizlik ve Trump’ın anketlerde öne geçmesi diğer bir risk faktörü. Trump güçlü dolar politikasını destekleme riski enflasyonla mücadele süreci için risk faktörü.

Ez cümle enflasyonda beklenen gerileme sürecine girilmeden yabancı borsaya dönmüyor ve henüz gerileme istenen düzeyde değil.

Henüz fiyatlanmasa da makroekonomik açıdan pozitif gelişmeler oluyor dolarizasyonun tersine dönmesi ve KKM Hesaplarının çözülmesiyle Kur endişesi sona erdi. Sanayi üretiminde beklenen soğuma gerçekleşti. Fiyatlardaki gerileme orta ve uzun vadede fırsat yaratacak düzeye yaklaştı dolar bazında kırılan kanalın hedefi 230 dolar ve o seviyeye çok yaklaştık.

Nurdan Şahin ile “Gün Sonu”; 1-Neden Borsaya Para Gelmiyor 2-Enflasyon Neden Düşmüyor?”
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.