featured
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. IMF (23 Ekim 2024) ve 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına Göre Türkiye ve Dünya’da  2024-2025 yılı

IMF (23 Ekim 2024) ve 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına Göre Türkiye ve Dünya’da  2024-2025 yılı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Küresel Görünüm 

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak dünya ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,6 oranında büyüme kaydetmiş olduğu tahmin edilmektedir. Söz konusu oran 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0,7 olarak hesaplanmıştır 

 Uluslararası Para Fonu IMF 22 Ekim 2024’te yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda 2025 yılı için küresel ekonomik büyümenin istikrarlı ancak zayıf kalmasını bekliyor. IMF Küresel büyüme tahminini bu yıl l için yüzde 3,2 olarak korudu.2025 Yılı için beklenti 3,3 olarak belirlendi. Nüfusun yaşlanması ve zayıf verimlilik gibi kalıcı yapısal engeller nedeniyle IMF, 5 Yıl sonra da küresel büyümenin %3,1 olacağını öngörüyor.  

Küresel büyüme performansında beklenen ılımlı görünüm aynı zamanda küresel ticaretin önümüzdeki dönemdeki gidişatını belirleyecektir. Ticaret gerilimlerinin yeniden şiddetlenmesi olasılığı, yeşil ekonomiye geçiş çabaları ile finansal koşulların gelişimi de dünya ticareti üzerinde belirleyici olacaktır.  

 IMF Raporunda Küresel bir durgunluk olmadan enflasyondaki düşüş büyük bir başarı olarak yorumlanıyor ve 2022 Yılının üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 9,4 ile zirve yapan küresel enflasyonla mücadelenin büyük ölçüde kazanıldığına değinilmiş.  Küresel Manşet enflasyonun gelecek yılın sonunda yüzde 3,5’e düşeceği tahmin edilmiş. 

 Küresel manşet enflasyon, başlıca emtia ve dayanıklı mal fiyatlarının gerilemesi ve finansal koşulların talebi daraltması ile belirgin bir hızla düşüş kaydetmiştir. Ancak hizmetler, enerji ve bazı gıda ürünleri fiyatları manşet enflasyonda daha fazla inişi sınırlamaktadır.  

Bu çerçevede, son IMF tahminlerine göre, gelişmiş ekonomilerde ortalama tüketici enflasyonunun, 2023 yılında yüzde 4,6 oranındaki seviyesinden 2024 yılı itibarıyla yüzde 2,6’ya ineceği öngörülmektedir. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde 2023 yılında yüzde 8,1 olan yıllık ortalama tüketici fiyatları artışının, 2024 yılında yüzde 7,9 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 

Enflasyondaki iyi haberlere rağmen, özellikle Orta Doğu’da artan jeopolitik riskler, emtia piyasaları için risk olarak görülüyor. Raporda Küresel risklerin azaldığı bir döneme girildiğine vurgu yapılmış ancak Küresel Finansal İstikrar raporuna bakıldığında, global belirsizlik endeksinin pandemiden beri yükseldiği görülüyor. Belirsizliği arttıran 3 Unsur para politikaları, jeopolitik riskler ve teknolojik riskler. Uzmanlar siber güvenlikle ilgili teknolojik risklerin Jeopolitik risklerden daha tehlikeli olduğu görüşünde hemfikir.  Teknolojik devrimle birlikte yapay zekâ ve robotların yaşatacağı devrim belirsizliği arttırıyor. Ayrıca yapay zekâ üretimiyle ilgili maliyetler de tartışma konusu. Maliyet fayda tartışmaları belirsizlik kapsamında değerlendiriliyor.  

Ukrayna savaşı devam ederken İsrail’in Gazze’de başlayan ve Lübnan başta olmak üzere bölgeye yayılan saldırılarının yansımaları enerji fiyatlarını yakından ilgilendiriyor.  Küresel durgunluk fiyatlamasının etkili olmaya başlamasıyla üretim kısıtlamalarına rağmen petrol fiyatları 73 dolar/varil seviyesine kadar inmiştir. Ancak beklenen talep zayıflamasına rağmen petrol üretici ülkelerin üretim kararlarından ve yeni jeopolitik gerilimlerden destek alan petrol fiyatları son bir yıldır 70-90 dolar/varil aralığında dalgalanmıştır. Hâlihazırda petrol fiyatları söz konusu aralığın alt sınırına yakın seyretmekte, ancak Orta Doğu’da yaşanan gerilimlerin yayılmasına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.  

Pek çok ülkede gerçekleşecek olan seçimlerin kamu maliyesi üzerinde oluşturduğu ilave baskılar ve politika belirsizlikleri önemli risk unsurları arasında yer almaktadır. 

ABD seçimleri yaklaşırken, ÇİN ve ABD arasında yaşanan ve Trump’ın başkanlığıyla birlikte artması beklenen gerginliğin temelinde ticaret savaşlarından çok dünyada teknolojiye kimin hâkim olacağı konusu yatıyor. Bulut teknolojisinde Amerika’nın hegemonyası ciddi boyutlarda. ABD Teknolojik üstünlüğünü arttırmaya devam ediyor.  

FED faiz beklentisi global çapta belirsizliğe etki eden diğer önemli faktör. 2025 Yılında FED’den 10 Kez indirim beklenirken, beklentinin 5-6 adet indirime gerilemesi belirsizliği besleyen faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.  

Finansal risklere bakıldığında ise büyüme ve enflasyonun aynı anda artması risk unsuru olarak görünüyor. Merkez Bankalarının daha genişleyici olması söz konusu ve zayıf finansallara sahip bankaların taşıdığı risklerin altı çizilmiş.  

Ekonomistlere göre 2025 Yılında biz de dahil dünyanın gündeminde finansal istikrar sorunu ön planda olabilir. Şirketlerin büyümeyle ilgili zorluklarının küresel çapta finansal istikrarı tehdit ettiği düşünülüyor. 

IMF kamu borç stokunun gelişen piyasalarda artacağını öngörürken büyük ekonomilerde yatay seyretmesini bekliyor. 

Küresel ekonomilerde işgücü piyasalarındaki talep ve arz yönlü iyileşen görünümüyle genel olarak düşüş kaydedilen işsizlik oranlarında 2024 yılında gelişmiş ekonomilerde daha belirgin olmak üzere sınırlı artışlar beklenmektedir 

Avrupa Ekonomik Görünümü ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) 

IMF Raporunda Türkiye’nin en önemli dış ticaret ortağı olan Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmini bu yıl için yüzde 0,9’dan yüzde 0,8’e düşürüldü.  2025 yılı için yüzde 1,5’ten yüzde 1,2’ye revize edildi.  

ECB Ekim ayında yapılan toplantıda 25 baz puanlık faiz indirimi  kararı aldı. Toplantının ardından, Lagarde’ın enflasyona yönelik yukarı yönlü risklerden çok aşağı yönlü riskler olduğunu söylemesi, ekonomistler ve piyasa analistleri tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranı 2’ye düşene kadar her toplantıda faiz oranlarını düşürmeye devam edeceği şeklinde yorumlandı. 

 Goldman Sachs ekonomistleri   Aralık ayında bir faiz indirimi daha öngörüyor ve 25 baz puanlık bir indirimi “kuvvetle muhtemel” olarak değerlendiriyor. Raporda, Almanya’nın büyüme tahminin bu yıl için yüzde 0,2’den yüzde 0’a düşürüldüğü ve gelecek yıl için yüzde 1,3’ten yüzde 0,8’e indirildiği belirtiliyor. 

Euro Bölgesi için en önemli sorunlardan biri Avrupa Birliği’nin en önemli paydaşı Almanya’nın resesyon riski. Alman hükümeti 2025 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) daha önceki yüzde 1’lik büyüme öngörüsüne kıyasla, biraz artışla yüzde 1,1 oranında gerçekleşeceğini düşünüyordu ancak Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı durgun seyreden ekonomide yıl sonuna kadar toparlanma beklenmediğini açıkladı. Geçtiğimiz ay Almanya’da iflas başvurularının en yüksek olduğu dönem yaşandı. Azalan siparişler ve zayıf tüketici güveni nedeniyle Alman ekonomisi resesyon riskiyle karşı karşıya. 

 Trump’ın seçim yarışında öne geçmiş olması da Çin ve Avrupa ekonomilerini tehdit eden önemli bir faktör.  

ABD/FED 

Finansal koşulların sıkılaşmasına rağmen artan mali harcamalarla beklentilerden daha iyi performans sergileyen ve diğer gelişmiş ekonomilerden pozitif ayrışan ABD ekonomisinin 2024 yılında görece güçlü olan performansını koruyacağı tahmin edilmektedir.  

 Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla öncü göstergeler ve beklentiler ABD’deki iktisadi faaliyetlerin 2024 yılında yatay bir görünüm arz edeceğine 2025 yılında ise potansiyeline yakınsayacağına işaret etmektedir.  

IMF 22 Ekim 2024 tarihinde yayınladığı raporda ABD ekonomisine ilişkin büyüme beklentisini 2024 yılı için yüzde 2,6’dan yüzde 2,8’e yükseltilirken 2025 yılına ilişkin büyüme tahmini ise yüzde 1,9’dan yüzde 2,2’ye çıkartılmış.  

Eylül ayında ABD Merkez Bankası Fed, enflasyonun yıllık %2 hedefine doğru gerilemeye devam edeceğine dair daha fazla güven duyduğunu belirterek 50 Baz puan faiz indirimi yaptı. Aralık toplantısında 0,25 puanla indirime devam etmesi bekleniyor. Uzun vadeli nihai faiz beklentisi ise 2,9 olarak   bekleniyor.  

FED’in enflasyonla ilgili tahminleri ise bu yıl için yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e, 2025 için yüzde 23’ten yüzde 2,1’e düşürüldü.  

Gelişmekte Olan Ülkeler 

Gelişmekte olan ekonomilerde büyüme görünümü oldukça istikrarlı, bu yıl ve gelecek yıl yaklaşık %4,2 oranında büyümesi bekleniyor. En iyimser büyüme beklentisi Hindistan, Endonezya, Tayvan gibi çip üretimi yapan ülkeler için öngörülmüş. Hindistan son dönemde Çin’e alternatif olarak ön plana çıkartılmaya çalışılıyor. Hindistan’ın batı kültürüne Çin’den daha kolay entegren olması da beklentileri arttıran nedenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.  

Gelişmekte olan ülke ekonomileri grubunda yer alan Çin ekonomisindeki seyir küresel iktisadi faaliyet üzerinde baskı oluşturuyor. IMF tarafından Çin ekonomisine ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 5’ten yüzde 4,8’e indirdi. Çin büyümesi 2025 yılı için yüzde 4,5 olarak tahmin ediliyor  

Çin ekonomisinde yavaşlama ya paralel olarak Avrupa bölgesinin resesyon riski artıyor. Bu iki ekonomi birbiriyle çok alakalı. Çin’de büyüme beklentisi daraldıkça Avrupa olumsuz etkileniyor.  

TÜRKİYE 

Büyüme 

2024 yılının ilk çeyreğinde, özellikle ABD ve Avro Bölgesi’ndeki bazı ekonomilerin beklenenden daha az yavaşlamasının ardından gelen iyimser hava neticesinde dış talepte iyileşme sağlamıştır. 

 Sıkı para politikalarına rağmen canlı seyreden talebin de 2024 yılının ilk çeyreğinde GSYH büyümesi yüzde 5,3 oranında artış kaydetmiştir. Yılın ikinci çeyreğinde ise sıkı para politikasının etkisiyle GSYH büyümesi yüzde 2,5 oranında artış kaydetmiştir. 2024 yılının ilk yarısında GSYH’de yüzde 3,8 oranında büyüme kaydedilmiştir 

Ekim Ayı’nda yayınladığı raporda IMF, 2024 yılında Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminini yüzde 3,6’dan 3’e revize etti. 2025 Yılı için büyüme hedefi ise 2,7 olarak ilan edildi ancak, Önceki dönemlere bakıldığında özellikle Türkiye özelinde IMF’in hedeflerinin tutmadığını görüyoruz. Ekonomistler IMF’in Türkiye dinamiklerine hâkim olamadığı konusunda görüş bildiriyor. 

İstihdam 

İstihdam 2023 yılında bir önceki yıla göre 880 bin kişi 2024 yılı Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre istihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 93 bin kişi artarak 33 milyon 164 bin kişi olmuştur.  

İstihdam oranı ise 1,3 puan artış ile yüzde 50,3 olmuştur. İşsizlik oranı ise 0,7 puan azalış ile yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.  

2024 yılı geneli işsizlik oranının yüzde 9,3 olması beklenmektedir. IMF’in  işsizlik tahmini 2024 için yüzde 9,3 ve 2025 için yüzde 9,9 olarak belirlendi. 

2025 YILI CUMHURBAŞKANLIĞI. YILLIK PROGRAMI’NA GÖRE İSTİHDAM RAKAMLARI 

 2025 yılında, öngörülen büyüme oranı çerçevesinde istihdamın bir önceki yıla göre 532 bin kişi artması beklenmektedir. 

 İşgücüne katılma oranının 0,5 puan artarak 2025 yılında yüzde 55,0 seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir.  

2025 Yılı genelinde işsizlik oranının yüzde 9,6 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 

OECD: raporunda ise Türkiye için 2025 yılı işsizlik oranı beklentisini %10,2 olarak belirlendi.  

TÜFE yıllık artış oranının yıl sonunda yüzde 41,5 seviyesine gerilemesi tahmin edilmektedir. 

Toplam yurt içi tasarrufların GSYH’ye oranı 2023 yılında yüzde 26,6’ya gerilemiştir. 2024 yılında ise toplam yurt içi tasarruf oranının, bir önceki yıla göre 0,4 puan yükselerek yüzde 27,0 olacağı tahmin edilmektedir. 

2025 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4,0 oranında talep yönlü enflasyonist baskı oluşturmayacak bir kompozisyonda büyümesi öngörülmektedir.  

2025 yılında sanayi sektörünün ekonomik büyümeye önemli katkı vermesi beklenmektedir.   

2025 yılında yüzde 4,0 olması hedeflenen GSYH büyümesinin, 2025 yılında bir önceki yıla göre özel ve kamu kesimi tüketim harcamalarında sırasıyla yüzde 3,4 ile yüzde 2,3 oranlarında reel artış olması beklenmektedir. 

 Bu dönemde özel kesim sabit sermaye yatırımlarının yüzde 3,5, kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının ise yüzde 3,7 oranında reel olarak artacağı tahmin edilmektedir. Böylece, toplam sabit sermaye yatırım harcamalarının reel olarak yüzde 3,5 artması öngörülmektedir. 

Kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının 2024 yılında reel olarak yüzde 2,7 oranında artması beklenmektedir. Bu dönemde kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının yüzde 62,0’ının merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki idareler, yüzde 21,9’unun yerel yönetimler, yüzde 15,2’sinin KİT’ler, yüzde 0,9’unun döner sermayeli kuruluşlar ve sosyal güvenlik kuruluşları  

Enflasyon 

TCMB Enflasyonun, 2024 yıl sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyor 2025 ve 2026 tahminlerini ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde korudu. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. IMF’in Türkiye ekonomisi için enflasyon beklentileri ise bu yıl sonu için yüzde 43 ve 2025 yıl sonu için yüzde 24 oldu.  

Piyasa Katılımcılarının cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,14 iken, Ekim ayı anketinde yüzde 44,11 olmuştur. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 27,49 iken, bu anket döneminde yüzde 27,44 olmuştur. Reel sektörün Ekim 2025 tahmini yüzde 49.50, hane halkının tahmini yüzde 67.23. 

 Kaynak: IMF Küresel Görünüm Raporu 22 Ekim 2024, 2025 YILI CUMHURBAŞKANLIĞI. YILLIK PROGRAMI. TCMB Piyasa Katılımcıları Anket Sonuçları  

DOLAR TL TAHMİNİ 

IMF (23 Ekim 2024) ve 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına Göre Türkiye ve Dünya’da  2024-2025 yılı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.