Sülün Osman: “Hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.”
Türkiye tarihinde adını dolandırıcılık dehasıyla duyuran Sülün Osman, özellikle 1950’ler ve 1960’larda yaptığı ilginç ve sıra dışı dolandırıcılık hikâyeleriyle tanınmıştır. Halk arasında mizahi bir figür olarak anılsa da Sülün Osman’ın hikâyesi, toplumsal dersler barındıran önemli bir örnektir.

SÜLÜN OSMAN KİMDİR?
Asıl adı Osman Ziya Sülün olan Sülün Osman, İstanbul’un işlek ve sembolik noktalarını kendi mülkü gibi göstererek insanlara satmasıyla meşhur olmuştur. Unutulmaz dolandırıcılık hikâyeleri arasında Galata Köprüsü, Eminönü Saat Kulesi, tramvaylar, hatta Taksim Meydanı’ndaki banklar gibi kamuya ait alanları satması bulunur.
DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERİ
Sülün Osman’ın dolandırıcılık yöntemleri, insanların bilgisizliği ve hızlı para kazanma arzusundan faydalanmasıyla öne çıkar. Örneğin:
• Galata Köprüsü’nde bilet satma: Köprüyü “kendisine ait” gibi tanıtarak, insanlara burada bilet satma hakkını devretmiştir.
• Taksim Meydanı’ndaki banklar: Bankları kendisine ait olarak tanıtıp, oturanlardan ücret almayı teklif etmiştir.
• Saat Kulesi’nin satışı: Eminönü Saat Kulesi’ni turistlere veya tüccarlara satarak, ikna kabiliyetiyle hayali satışlar gerçekleştirmiştir.
Bu yöntemlerle pek çok kişi mağdur olsa da Sülün Osman, yaptığı her dolandırıcılık olayında zekâsını ve ikna gücünü kullanarak tarihe adını yazdırmıştır.
SÜLÜN OSMAN’IN CEZASI VE SON YILLARI
Sülün Osman, defalarca yakalanarak cezaevine girmiştir. 1962 yılında “ibret-i âlem için” tutuklanmasının ardından mahkemede yaptığı savunmaları, toplumun kolayca kandırılabilir yapısına dikkat çeken mesajlar içermiştir. Cezaevinden çıktıktan sonra, dolandırıcılık hikâyelerinden uzaklaşmış ve uzun yıllar sessiz bir yaşam sürmüştür.
SÜLÜN OSMAN HİKÂYELERİNİN DERSLERİ
Sülün Osman’ın hikâyesi, topluma hem mizahi bir figür hem de bir ders niteliğinde yansımıştır. Onun dolandırıcılıkları, insanların kolay para kazanma arzusu ve hayalperestliğini gözler önüne sermektedir. Günümüzde de “Sülün Osman gibi satmak” deyimi, halk arasında aldatmacayı temsil eden bir ifadeye dönüşmüştür.

SÜLÜN OSMAN’IN TÜRK KÜLTÜRÜNDEKİ YERİ
Sülün Osman, dolandırıcılığı mizahi bir boyuta taşıyan hikâyeleriyle Türk edebiyatı, sineması ve mizahında yer bulmuştur. Onun hayatı, sadece bir dolandırıcının hikâyesi değil, aynı zamanda toplumsal yapının eksiklerine ışık tutan bir sembol olmuştur.
Yorumlar kapalı.