Türkiye ekonomisi, enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikalarının etkisiyle üretim sektöründe ciddi finansman sıkıntılarıyla karşı karşıya. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan ekim ayı sektörel kredi verileri, üretici sektörlerin finansmana erişimindeki daralmayı net bir şekilde ortaya koydu.
TOPLAM KREDİ HACMİ REEL BAZDA KÜÇÜLÜYOR
2024 yılının ilk 10 ayında bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi cari olarak yüzde 29,9 artarak 15 trilyon 411,1 milyar liraya ulaştı. Ancak TÜFE bazında yüzde 39,77 olarak hesaplanan enflasyon göz önüne alındığında toplam kredi hacmi reel bazda yüzde 7,1 daraldı. Özellikle üretici sektörlere kullandırılan kredilerde yüzde 7,9, tüketici kredilerinde ise yüzde 10,3 reel azalma dikkat çekiyor.
HİZMETLER VE İMALAT SEKTÖRLERİNDE DARALMA
En yüksek kredi hacmine sahip hizmetler sektörünün toplam kredi hacmi, ekim itibarıyla cari olarak yüzde 33,8 artmasına rağmen reel bazda yüzde 10 küçüldü. Alt sektörler arasında en büyük daralma savunma sanayiinde yüzde 22,3 ile gerçekleşirken, eğitim, taşımacılık ve turizm sektörleri de ciddi kredi kayıpları yaşadı.
İmalat sanayii ise cari olarak yüzde 40,6 büyüme kaydederken, reel bazda yüzde 6,2 daraldı. Alt sektörler içinde en büyük kredi hacmine sahip olan metal ana sanayii ve tekstil sektörleri, enflasyon karşısında büyüme kaydedemedi.
ENERJİ SEKTÖRÜNDE TARİHİ DARALMA
En sert kredi daralması, yüzde 25,9 ile elektrik, gaz ve su sektöründe yaşandı. Bu sektörün kredi hacmi reel bazda hızla küçülürken, inşaat sektörü yüzde 16,4, madencilik yüzde 12,1 ve tarım sektörü yüzde 4,2 oranında daraldı.
FİNANSAL ERİŞİMİN ÖNEMİ
Ekonominin büyüme motoru olarak görülen üretici sektörlerin finansmana erişimi, yatırımların artması ve sürdürülebilir kalkınma için hayati önem taşıyor. Bankacılık sisteminin başta imalat sanayii olmak üzere üretici sektörlere uygun maliyetli kredi sağlaması, enflasyon ve cari açık sorunlarının çözümüne de katkı sunabilir.
YÜKSEK FAİZLER VE KREDİ KISITLAMALARI DEVAM EDİYOR
Kredi erişimindeki daralma, üretim ve istihdam üzerinde baskı oluştururken, ekonominin büyüme potansiyelini sınırlıyor. Tüketime yönelik kredilerdeki artış dahi, üretim kanadındaki zayıflık nedeniyle ekonomik büyümeye yeterince katkı sağlayamıyor.
Makroekonomik dengelerin korunması için bankacılık sektörünün üretici sektörleri fonlamaya öncelik vermesi gerektiği belirtiliyor. Aksi takdirde daralan kredi hacmi, ekonomik durgunluğun derinleşmesine yol açabilir.
KAYNAK: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri, TÜFE İstatistikleri
Yorumlar kapalı.