Analistler, beyaz altın olarak nitelendirilen lityumun stratejik öneminin Avrupa Birliği’nin Brezilya, Arjantin ve diğer üç Güney Amerika ülkesiyle yaptığı rekor büyüklükteki anlaşmada büyük rol oynamış olabileceğini söylüyor.
25 yıllık görüşmelerin ardından AB ve beş Mercosur ülkesi (Paraguay, Uruguay ve yeni Bolivya’yı içeren bir ittifak) 6 Aralık’ta büyük bir merakla beklenen bir ticaret anlaşmasına vardı.
27 ülkeden oluşan blok tarafından onaylanırsa, AB-Mercosur ortaklığı, tahmini olarak 700 milyondan fazla insanı kapsayan ve küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık %20’sini temsil eden dünyanın en büyük serbest ticaret bölgelerinden birini yaratacak.
AB’nin yürütme kolu olan Avrupa Komisyonu, ticaret anlaşmasının ikili ticareti ve yatırımı artırmak, ticaret engellerini düşürmek, daha istikrarlı kurallar oluşturmak ve sürdürülebilir kalkınma gibi ortak değerleri teşvik etmek için tasarlandığını söyledi.
Ancak herkes anlaşmadan yana değil. Fransa ve Polonya, anlaşmaya karşı çıkanlar arasında ve anlaşmanın Avrupa tarımı için haksız rekabet yaratabileceği konusunda uyardılar.
Hollanda bankası ING’deki analistler, lityum gibi kritik hammaddelerin öneminin, metalin Avrupa’nın ekonomik geleceği için önemine rağmen, serbest ticaret anlaşması kapsamında “daha az manşetlere taşındığını” söyledi.
Bu şaşırtıcı, çünkü
- AB kritik hammaddeler için Çin’e çok bağımlı
- Arjantin, Bolivya ve Brezilya gibi ülkeler bu kritik hammaddelerin bazılarının büyük rezervlerine sahip
- AB’nin bu malzemelere olan talebinin büyük ölçüde artması bekleniyor,” dedi ING’deki analistler Cuma günü yayınlanan bir araştırma notunda.
“Mercosur ile daha yakın bağlar yoluyla bu malzemelere daha iyi erişim sağlamanın kesin ekonomik değerini ölçmek zor olabilir, ancak bu özel unsurun anlaşma yapılırken AB [Komisyon] için çok fazla stratejik ağırlık taşıdığına inanıyoruz – özellikle de çeşitlendirme veya kaynak bulma ve tedarik güvence altına alma şu anda en önemli konu olduğu için,” diye eklediler.
Lityum ‘ana endüstriler için çok önemli’
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB-Mercosur ticaret anlaşmasını, AB şirketlerine yılda 4 milyar avro (4,24 milyar dolar) değerinde ihracat vergisi tasarrufu sağlayabilecek bir “kazan-kazan anlaşması” olarak tanımladı.
Bu arada, AB’nin dış politika şefi Kaja Kallas, ticaret anlaşmasıyla ilgili açıklamasında kritik hammaddelere erişimin önemini vurguladı.
Kallas, Cuma günü yaptığı açıklamada, “Avrupalılar için, kritik hammaddelere erişim de dahil olmak üzere, serbestçe ticaret yapılabilecek geniş bir bölge açıyor ve yokluğumuzda rakiplerin bizi değiştirmesi riskini azaltıyor” dedi.
ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’ndeki Avrupa, Rusya ve Avrasya programı konuk araştırmacısı Federico Steinberg’e göre, çeyrek asırlık durmuş müzakerelerin ardından bir anlaşmayı mümkün kılan üç faktör vardı.
Bunlar, “Donald Trump’ın yeniden seçilmesiyle örneklenen” korumacılığın yükselişi, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Arjantin’den Javier Milei’nin bir anlaşma için güçlü savunucular olması ve Latin Amerika’da Çin ticaretinin ve yatırımının hızla genişlemesine ilişkin devam eden endişeler gibi “AB tarafında önemli stratejik hususlar”dı.
Anlaşmanın şartları uyarınca Steinberg, Avrupa firmalarının kamu alımları pazarlarına, yüksek değerli hizmet sektörlerine ve lityum gibi kritik hammaddelere daha iyi erişim elde etme olasılığının yüksek olduğunu söyledi.
Steinberg, Cuma günü yayınlanan bir notta, “Karşılığında Avrupa Birliği, tarım ürünleri ve diğer mallar üzerindeki tarifeleri düşürecek ve Mercosur’un yeşil ve dijital geçişini desteklemek için Küresel Geçit girişimi aracılığıyla 1,8 milyar avro katkıda bulunacak” dedi.
Yorumlar kapalı.