ABD’nin eski başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı satın alma fikri, ilk duyulduğunda saçma gelebilir. Ancak uluslararası hukuk ve jeopolitik perspektiften bakıldığında, bu girişim teknik olarak imkansız değil. İşte Trump’ın Grönland ile ilgili uygulayabileceği olası senaryolar ve bu adımın arkasındaki motivasyonlar:
TRUMP’IN GRÖNLAND PLANI NE ANLAMA GELİYOR?
Donald Trump, ABD’nin Grönland’ı Porto Riko gibi bir “commonwealth” yapmayı ya da Mikronezya ve Marshall Adaları ile benzer şekilde savunma ve mali yardım karşılığında stratejik erişim sağlamayı düşünebilir. Danimarka’nın özerk bölgesi olan Grönland, büyük ölçüde kendi kendini yönetse de dış politika ve savunma konularında Kopenhag’a bağlı. Ancak, bağımsızlık ilan etmesi durumunda, bu senaryoların önü açılabilir.
Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Alex Gray, bu konuda dikkat çekici bir açıklama yaptı:
“Bu durum için net bir kalıp yok. Ancak geçmişte bu tür farklı seçenekler için emsalimiz var.”
EKONOMİK FIRSATLAR VE JEOPOLİTİK STRATEJİ
Grönland, sadece stratejik bir konumda değil, aynı zamanda keşfedilmemiş milyarlarca dolarlık mineral ve hidrokarbon rezervleriyle ekonomik bir potansiyel taşıyor. Eriyen Arktik buzulları, bu kaynaklara erişimi kolaylaştırıyor ve ABD gibi büyük güçlerin ilgisini çekiyor. Trump’ın müttefikleri bile bu müzakerelerin büyük ekonomik etkileri olacağını söylüyor.
Eski Dışişleri Bakanlığı avukatı Scott Anderson, Grönland’ın mevcut statüsünü şöyle özetliyor:
“Danimarka, adaya sahip olduğunu iddia etmiyor. Ancak Grönland’ı satma yetkisi de tamamen onların elinde değil.”
GRÖNLANDLILAR NE DİYOR?
Bölge halkının bu tür bir girişime sıcak bakması pek olası değil. Trump, adayı doğrudan satın alamazsa, Rusya ve Çin’i denetlemek için Grönland’da askeri varlığını artırmayı ve üs sayısını çoğaltmayı planlayabilir.
SONUÇ: GERÇEKÇİ Mİ?
Grönland’ın satın alınması ya da ABD kontrolüne geçmesi uzun vadede birçok hukuki, siyasi ve ekonomik engelle karşılaşacaktır. Ancak, Trump’ın bu hamlesi, hem ABD’nin Arktik stratejisini hem de küresel güç dengesini değiştirebilecek bir tartışmayı yeniden alevlendirmiş durumda.
Kaynak: Sözcü Gazetesi
Yorumlar kapalı.