Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünde değişikliğe gitmedi.
Dün akşam Fitch’ten yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notu “durağan” görünüm ile “BB-” olarak teyit edildi.
Rapordan Satır Başları
Şimdi raporun içeriğine ve satır başlarına bir göz atalım;+
- Zayıf Politika Düşük Borç
Aşağıdaki ifade ile Moody’s’in raporunda yer alan hususun bir daha bu raporda da altı çiziliyor. Para politikalarına siyasi müdahale…
Türkiye’nin notları, para politikasına siyasi müdahale, yüksek enflasyon, yüksek finansman gereksinimleri bağlamında düşük dış likidite ve akranlarına göre daha zayıf yönetişim geçmişini yansıtıyor.Bu kredi zayıflıkları, düşük devlet borcu, dış finansmana sürekli erişim, dayanıklı bir bankacılık sektörü ve not akranlarına göre kişi başına yüksek GSYİH ile karşı karşıyadır
- Tutarlı Para Politikası
Para ve maliye politikalarındaki duruşun devam etmesi durumunda pozitif yönlü gelişmeler olacağı Fitch tarafından net olarak ortaya konulmakadır.
Tutarlı para politikası sonucu; 2025 sonuna kadar politika faizini %28’e düşürmesini bekliyoruz. Öngörülen mali konsolidasyon ve nispeten ılımlı asgari ücret artışı (%30) nedeniyle genel politika tutarlılığı 2025’te iyileşecektir.
- Enflasyonla Mücadele Politikasında Tutarlılık
Burada da Moddy’s ile aynı kaygılara göndeme getirilmekte, faiz politikasında eskiye dönüş riski…
Ortalama yıllık enflasyonun 2024’teki %60,2’den 2025’te önemli ölçüde düşerek %32,8’e düşmesini öngörüyoruz.Hala yüksek öngörülen enflasyon, yapışkan beklentiler ve hala oynak piyasa duygusu göz önüne alındığında, temel durumumuz olmayan para politikasının hızla gevşetilmesi veya mevcut politika yönünün terk edilmesi, enflasyonist baskıları ve dolayısıyla makro-finansal istikrarı ve ödemeler dengesi risklerini yeniden canlandırabilir.
- Rezervlerdeki Artışın Olumlu Etkileri
Uluslararası rezervler 2024’te 14 milyar ABD doları artarak 155 milyar ABD dolarına çıktı ve kompozisyonları önemli ölçüde iyileşti. Türkiye’nin rezerv kapsamını akranlarıyla genel olarak uyumlu bir şekilde koruyacağını, rezervlerin 2026 yılına kadar 175 milyar ABD dolarına çıkacağını ve bunun da 4,8 aylık cari dış ödemeye eşdeğer olacağını öngörüyoruz.
- KKM Yükünden Kurtuluş
Merkez Bankasının sırtında büyük bir kambur olarak ortaya çıkartılan KKM’nin ortadan kalkıyor olması maliye politikalarının sağlıklı uygulanması adına olumlu karşılanmaktadır
Döviz korumalı mevduatlar, Ağustos 2023’teki 138 milyar ABD doları zirvesinden, 2025’in başlarında 30 milyar ABD dolarının altına düştü. Sürekli pozitif reel oranlar beklentisi, liranın ılımlı nominal değer kaybı ve TCMB’nin ürünün geri çekilmesini hızlandırmak için yaptığı düzenleyici değişiklikler göz önüne alındığında, döviz korumalı mevduatların düşmeye devam etmesini bekliyoruz
- Cari Açıktaki İyileşmenin Pozitif Etkileri
Not artırımı yolunda en olumlu husus olarak adlandırsak, kesinlikle hata etmiş olmayız.
Çari açığın 2024’te GSYİH’nın %0,8’ine gerilediğini tahmin ediyor. Altın ithalatının azalmasına ve daha düşük iç talebe yol açan sıkı bir politika karışımı, ihracat ve turizm geliri büyümesiyle birleştiğinde, 2025-2026’da cari açığın GSYİH’nın ortalama %1,5’ine ulaşmasına yol açacak; bu da öngörülen %2,4’lük ‘BB’ medyanının oldukça altında.
- Merkezi Yönetim Bütçesindeki Disiplin
Merkezi Yönetim Bütçesindeki açığın kademeli olarak kapatılması olumlu olarak karşılansa da, alt metinde yer alan sübvansiyonların azaltılması ve vergi gelirinin artırılmasının toplumsal maliyeti göz ardı edilmektedir.
Merkezi hükümet açığı 2023’teki %5,2’den 2024’te tahmini olarak GSYİH’nin %4,8’ine düştü ve Fitch, mali konsolidasyonun 2025’te %3,3 ve 2026’da %3 GSYİH açığıyla devam etmesini bekliyor. Açıktaki azalma, depremle ilgili harcamaların azalması, harcama disiplininin artması, elektrik ve gaz sübvansiyonlarında kademeli bir azalma ve tahsilatı iyileştirmeyi ve gayriresmîliği azaltmayı amaçlayan vergi geliri önlemleriyle yönlendirilecek.
- Düşük Devlet Borcu Stoğu
Kamu mali politikalarının olumlu uygulamaları sonucunda önümüzdeki iki yıllık projeksiyonda, görüntünün olumul olduğu görüğü dile getirilmekte.
Genel hükümet borcunun 2024 sonunda GSYİH’nin %25,2’sine düştüğünü ve 2025-2026’da GSYİH’nin ortalama %26,3’ü olacağını tahmin ediyoruz. Bu, hala yüksek nominal GSYİH büyümesi, liranın gerçek değer kazanması ve düşük birincil açıklarla yönlendirilen tahmini %55,2’lik ‘BB’ medyanının yarısından daha az
- Jeopolitik Riskler ve Yönetişim Göstergeleri
Para ve maliye politikaları haricinde özellikle faiz politikalarında geriye dönüş riski ve yönetişim sorunları şimdilik not artışlarına yönelik bu noktadaki endişelerin başını çekiyor gibi görünmekte.
ABD ve AB ile ilişkiler iyileşti, ancak değişken bölgesel ortam ve örneğin Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak aktif ve bağımsız bir dış politika sürdürme çabaları jeopolitik zorluklar getiriyor. Dünya Bankası tarafından ölçülen yönetişim göstergeleri, son on yılda sürekli olarak kötüleşti.
- Yönetim ve Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Moody’s in raporunda da yer verildiği üzere yapısal reformlar artık not artışları ve hele ki yatırım yapılır seviyeye çıkmak için önem arz etmeye başladı.
Türkiye’nin hem Siyasi İstikrar ve Haklar hem de Hukukun Üstünlüğü, Kurumsal ve Düzenleyici Kalite ve Yolsuzluğun Kontrolü için ESG İlgililik Puanı (RS) ‘5’tir. Bu puanlar, Dünya Bankası Yönetişim Göstergelerinin (WBGI) tescilli Egemen Derecelendirme Modelimizde sahip olduğu yüksek ağırlığı yansıtır. Türkiye’nin WBGI sıralaması 32. yüzdelikte düşük olup, siyasi sürece katılım için orta düzeyde haklar, cumhurbaşkanlığı makamında artan merkezileşme ve zayıflamış denge ve denetimler, hukukun üstünlüğünün eşitsiz uygulanması ve orta düzeyde yolsuzluk yansıtmaktadır
Sonuç Olarak
Sonuç olarak mevcut ekonomi ve mali politikaların başarısının altı çizilerek, sıkılamaya, vergi gelirlerini artırmaya, cari açığı kapatmaya yönelik politikalarda devam edilmesinin altı çizilirken, Moody’s ile ortak olarak çekince gösterilen konular;
- Eski faiz politikalarına dönüş riski
- Otoritenin merkezileşmesi
- Siyasi istikrar ve haklar
- Hukukun üstünlüğü ilkesi
gibi hususlar öne çıkmaktadır.
Son iki raporda belirtildiği üzere, kredi artırımlarına devam edebilmek için artık yapısal reformların yapılıp/yapılmayacağının veya ivmesinin izleneceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Yorumlar kapalı.