Hürrem Elmasçı’nın Odatv’deki yazısına göre, Çin sermayesi Türkiye’de giderek daha fazla güç kazanırken, Alarko Holding’e çok yüksek bir satın alma teklifi yapıldığı öne sürüldü. Elmasçı, duyumlarına dayanarak Çinli yatırımcıların Alarko’ya “inanılmaz büyük bir para” önerdiğini ve bu teklifin şirket yönetiminde kafa karışıklığı yarattığını iddia etti.
MİLLİ SERMAYE VURGUSU
Alarko Holding’in Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu belirten Elmasçı, firmanın turizm, enerji, tarım ve havacılık gibi geniş bir sektörel yelpazede faaliyet gösterdiğini vurguladı. Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelerde de önemli projeleri bulunan holdingin, Türkiye’nin milli sermaye unsurlarından biri olarak görüldüğünü ifade etti.
Elmasçı, 12 Eylül döneminde Alarko’nun kurucularından İshak Alaton’un bazı siyasi açıklamalarına katılmadığını belirtse de, devletin her zaman şirketin yanında durduğunu ve bunun doğru bir yaklaşım olduğunu söyledi.
ABD ÖRNEĞİ: STRATEJİK ŞİRKETLERİN SATIŞI ENGELLENİYOR
Benzer bir durum ABD’de de yaşanıyor. Ülkenin en büyük çelik üreticilerinden biri olan US Steel’in Japon Nippon Steel’e satışına ABD hükümeti tarafından veto geldi. Biden yönetimi, bu satışın ulusal güvenlik açısından risk teşkil ettiğini belirterek inceleme başlattı ve süreç hala mahkemede devam ediyor. ABD hükümeti, US Steel’in yabancı bir ülkenin kontrolüne geçmesinin yerli sanayiyi ve stratejik üretim kapasitesini zayıflatabileceği endişesiyle satışa karşı çıktı.
Türkiye’de de enerji, sanayi ve altyapı alanında büyük yatırımları bulunan Alarko Holding’in Çin sermayesine satılması durumunda benzer bir tartışmanın yaşanabileceği öngörülüyor. Hükümetin, ABD’de olduğu gibi, stratejik bir şirketin yabancı bir ülkeye satışına nasıl yaklaşacağı ise belirsizliğini koruyor.
HÜKÜMETİN İZİN VERMEYECEĞİ İDDİA EDİLİYOR
Elmasçı, Alarko Holding’in enerji alanındaki büyüklüğüne dikkat çekerek, şirketin yalnızca geçen yıl enerji sektöründeki net aktif değer artışının 2,1 milyar dolara ulaştığını ve enerji sektörünün holdingin portföyündeki ağırlığının %73 olduğunu aktardı.
Son olarak, “geçmiş dönemde bankalar ve stratejik önemi olan şirketlerin özelleştirmesinden elde edilen acı tecrübeler ışığında, özellikle stratejik öneme haiz şirketlerin büyük orandaki paylarının yabancı sermayeye satışında, bu durumun müteakip dönemde ülke çıkarlarına etkilerinin çok iyi değerlendirilmesinin hayati öneme haiz olduğu unutulamamalıdır.”
Yorumlar kapalı.