Fransız aşırı sağcı lider Marine Le Pen, Paris mahkemesinin 2027’de cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmasını yasaklayan “siyasi kararına” sert tepki göstererek, kamu görevi için aday olmasının yasaklanması kararını “demokrasinin inkarı” olarak niteledi.
Yüksek siyasi dramanın yaşandığı bir günde, Le Pen Avrupa parlamentosu fonlarını büyük ölçekte zimmete geçirmekten suçlu bulundu, bu mahkumiyetinden dolayı kendisine dört yıl hapis cezası verildi, bu yılların ikisi ertelendi ve ikisi elektronik kelepçeyle hapishane dışında infaz edilmesine yönekik kara verildi. Ayrıca 100.000 € (84.000 £) para cezası ödemesi hükmedildi
Öfkelenen Le Pen, karara karşı temyize başvuracağını duyururken, dünyanın dört bir yanından milliyetçi ve popülist isimler ona destek vermek için koştu.
Donald Trump, mahkumiyetin “çok büyük bir olay” olduğunu söyledi.
ABD başkanı Beyaz Saray’da gazetecilere “Her şeyi biliyorum ve birçok kişi onun hiçbir şeyden hüküm giymeyeceğini düşünüyordu,” dedi. “Ancak beş yıl boyunca aday olması yasaklandı ve o önde gelen aday. Bu ülkeye benziyor, bu ülkeye çok benziyor,” dedi Trump, göreve başlamadan önce Trump’ın kendisinin karşılaştığı yasal davalara açıkça atıfta bulunarak.
Almanya’da aşırı sağı destekleyen ve Trump yönetiminde önemli rol oynayan Tesla’nın milyarder sahibi Elon Musk, Le Pen’e verilen cezanın ” Başkan Trump’a yönelik hukuki saldırılar gibi ters tepeceğini ” söyledi.
Başyargıç Bénédicte de Perthuis, dokuz haftalık bir yargılamanın ardından 150 sayfadan fazla yasal gerekçeyle desteklenen yargıçların kararının, hiç kimsenin “hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olarak dokunulmazlığa” sahip olmaması nedeniyle gerekli olduğunu söyledi.
Ancak Le Pen’in göçmen karşıtı Ulusal Birleşme (RN) partisiyle dördüncü kez cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeyi umması Fransa’da siyasi bir deprem olarak değerlendirildi .
Karar hakkında ilk kez kamuoyuna konuşan Le Pen, Pazartesi gecesi TF1 televizyonuna, kendisini “elenmekten” korumak için “her türlü yasal yolu” kullanacağını söyledi. “Bu kadar kolay bir şekilde demokrasiyi reddetmeye boyun eğmeyeceğim” dedi.
Zimmete para geçirme olayından kişisel olarak çıkar sağladığı tespit edilmeyen Le Pen, hiçbir yanlış yapmadığında ısrar etti. “Temyiz edeceğim çünkü masumum” dedi.
“Kendimi böyle ortadan kaldırmama izin vermeyeceğim. Elimden gelen tüm yasal yolları deneyeceğim” diye ekledi.
Fransa Parlamentosu’ndaki en büyük parti olan RN ise cezayı bir rezalet olarak nitelendirdi.
Nispeten deneyimsiz olmasına rağmen cumhurbaşkanı adayı olarak değerlendirilebilecek 29 yaşındaki RN Başkanı Jordan Bardella, “Bugün haksız yere kınanan tek kişi Marine Le Pen değil: Fransız demokrasisi öldürüldü.” dedi.
Parti taraftarlarını, “halkın iradesinin daha güçlü olduğunu” göstermek için barışçıl bir şekilde “harekete geçmeye” çağırdı ve Le Pen’e destek için bir imza kampanyası başlatarak bu hafta sonu ülke çapında bildiri dağıtma kampanyası düzenlemeyi amaçladı.
Beş yıl sürecek kamu görevi adaylığı yasağının derhal yürürlüğe girmesi emredildi; bu da 56 yaşındaki Le Pen’in karara itiraz etmesine rağmen uygulanacağı anlamına geliyor.
İtirazları sonuçlanana kadar hapis cezası veya para cezası uygulanmayacak, bu sürecin yıllar alabileceği belirtiliyor.
Mahkemenin ön sırasındaki Le Pen, yargıç onu suçlu ilan ettiğinde hemen bir tepki göstermedi. Ancak yargıç partisinin Avrupa fonlarını kendi çıkarları için yasadışı bir şekilde kullandığını söylediğinde daha da tedirgin oldu ve başını sallayarak itiraz etti.
Le Pen bir ara fısıldayarak, “İnanılmaz” dedi. Daha sonra cezası açıklanmadan, hiçbir uyarıda bulunmadan aniden oradan ayrıldı.
Pazartesi günkü karardan önce, 2027 başkanlık yarışını göçmen karşıtı bir platformda daha fazla zemin kazanmak için en iyi şansı olarak görüyordu; rakipleri ise partisinin politika platformunu ırkçı, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı olarak nitelendiriyordu.
Fransız Sosyalist Partisi yaptığı açıklamada, “adalet sisteminin bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü”nün herkes tarafından saygı görmesi gerektiğini söyledi. Eski Sosyalist cumhurbaşkanı François Hollande, yargıcın kararının “ciddi” iddialar için “yasaya dayalı” olduğunu söyledi. Ancak geleneksel sağcı Les Républicains partisinden Laurent Wauquiez, bunun “demokrasi açısından pek sağlıklı olmayan” “çok ağır ve istisnai bir ceza” olduğunu söyledi.
Emmanuel Macron’un Rönesans partisinin milletvekili Mathieu Lefèvre, BFMTV’ye şunları söyledi: “Marine Le Pen siyasi veya adli bir komplonun kurbanı değil. Belki de ilk önce kendisinin ve bir zimmete para geçirme sisteminin kurbanı.”
Le Pen ve aralarında dokuz eski Avrupa Parlamentosu üyesi ve 12 parlamento yardımcısının da bulunduğu 24 parti üyesi, Avrupa Parlamentosu fonlarını zimmete geçirmek ve Avrupa Parlamentosu yardımcıları için ayrılan parayı, bunun yerine Fransa’daki parti çalışanlarına ödemek suretiyle uzun yıllar boyunca yürüttükleri kapsamlı bir plandan suçlu bulundu .
Sahte iş sistemi olarak adlandırılan sistem, 2004 ile 2016 yılları arasında parlamento asistanı sözleşmelerini kapsıyordu ve ölçek ve süre bakımından benzeri görülmemişti, Avrupa vergi mükelleflerinin fonlarında 4,5 milyon avro (3,8 milyon sterlin) kayba neden oldu. Avrupa parlamentosu tarafından ödenen asistanlar, yargıçların böyle olmadığını tespit ettiği Strazburg parlamento meseleleri üzerinde doğrudan çalışmalıdır.
Le Pen, Pas-de-Calais milletvekilliği görevini sürdürebilecek, ancak göreve gelme yasağı süresince gelecekteki parlamento seçimlerinde yeniden aday olamayacak.
Le Pen, 2011 yılında babası Jean-Marie Le Pen’den Ulusal Cephe’nin liderliğini devraldı ve partinin çizmeli, antisemitik imajını temizlemeye yönelik bir çalışma başlattı.
2018 yılında partinin adını Ulusal Birlik olarak değiştirdi ve partinin yalnızca bir protesto hareketi olarak değil, potansiyel bir yönetim gücü olarak görülmesini istedi ve üç kez cumhurbaşkanlığına aday oldu, iki kez Emmanuel Macron’la son tura kaldı.
Le Pen, 2022’de Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağa şimdiye kadarki en yüksek oyu sağlayarak 13 milyondan fazla oy aldı .
Journal du Dimanche gazetesinin bu hafta sonu yayımladığı bir Ifop anketi, Le Pen’in önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yüzde 34-37 kazanabileceğini, ikinci turdaki kaderinin ise tüm rakiplerinin birleşip ona karşı oy kullanmasına bağlı olacağını ortaya koydu.
Parti şimdi bir sonraki Fransız cumhurbaşkanlığı yarışında onun yerini kimin alacağına karar vermek zorunda kalacak. Avrupa Parlamentosu üyesi Bardella , seçmenler arasında popüler ancak çok az deneyime sahip olduğu düşünülüyor.
Yorumlar kapalı.