Lübnan Hizbullah’ı lideri Çarşamba günü, İsrail ile Lübnan arasında savaş çıkması halinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimini (GKRY) hedef almakla tehdit etti.
Hasan Nasrallah, İsrail’in, İran destekli güçlü militan grubu “her şeyin” gerçekleşebileceği konusunda uyarmasından bir gün sonra televizyonda yaptığı konuşmada, havalimanlarını ve üslerini İsrail kuvvetlerine açarsa, “GKRY da bu savaşın bir parçası olacak” dedi.
Hizbullah liderinin bu yorumları, Akdeniz’de bulunan, Lübnan’dan yaklaşık 125 mil (200 kilometre) uzaklıkta bulunan ve 2014 yılından bu yana İsrail ile ortak askeri tatbikatlar düzenleyen Avrupa Birliği üyesi GKRY’ı ilk kez tehdit ediyor.

Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilim, 7 Ekim Hamas saldırıları ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Gazze’deki askeri harekatından bu yana artıyor. Son haftalarda ikili arasındaki sınır ötesi saldırıların yoğunluğunun artması, tam kapsamlı bir savaş ihtimaline ilişkin endişeleri artırdı.
Salı günü Hizbullah, İsrail’in en büyük şehirlerinden biri olan Hayfa ve çevresindeki sivil ve askeri yerleri gösteren bir insansız hava aracıyla çekilen 9 dakikalık videoyu gösteriş yaptığında bu beklentiler daha da kötüye gitti. Video, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ı, “Hizbullah’ın yok edileceği ve Lübnan’ın ciddi şekilde zarar görebileceği” bir “topyekün savaş” konusunda uyarmaya sevk etti.
Çarşamba günü Nassrallah, videoyu istihbarat toplama konusundaki artan yeteneğinin kanıtı olarak kutladı.
“Düşman, eyaletteki hiçbir yerin füzelerimize karşı güvenli olmadığını ve bunun keyfi olmayacağını biliyor. Her şey bilinçli olarak hedef alınacak” dedi Nasrallah konuşmasında.
Nasrallah, Hizbullah’ın 2006’da İsrail’le yaptığı savaştan kalma bir slogana açıkça atıfta bulunarak, “Hayfa’nın, Hayfa’nın dış mahallelerinin, Hayfa’dan sonra ve Hayfa’dan sonra gelenlerin uzun saatler süren görüntülerine sahibiz” dedi. Hayfa’yı ilk kez vurdu.
Nasrallah’ın tehdidine yanıt olarak GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, adanın “hiçbir şekilde savaş çatışmalarına karışmadığını” söyledi.
“GKRY sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçasıdır” dedi Christodoulides. “Ve bu konudaki rolümüz, örneğin insani koridor aracılığıyla gösterildiği gibi, yalnızca Arap dünyası tarafından değil, bir bütün olarak uluslararası toplum tarafından da kabul edilmektedir.”
Yorumlar kapalı.