Financial Times’ta yayımlanan analizde, Türkiye’nin yükselen piyasa yatırımcıları için yeniden cazip bir destinasyon haline geldiği belirtiliyor. Ashmore Group’un küresel araştırma başkanı Gustavo Medeiros’un kaleme aldığı bu analizde, Türkiye’nin ekonomik yönetiminde belirgin bir değişim olduğu vurgulanıyor.
Ekonomik Politikada Değişim
New York Times’ın analizine de yer veren haberde, Türkiye’nin son yıllarda yüksek enflasyon ve kırılgan bir liraya yol açan düşük faiz ve devlet destekli kredi genişlemesini merkeze alan heterodoks politikalardan geri döndüğü ifade ediliyor. Bu politikalar, Türk yerel varlıklarının yükselen piyasa yatırımcıları için düşük ağırlıklı bir pozisyona gelmesine neden olmuştu.
Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın radikal politika duruşunu değiştirmesi ve Merkez Bankası’na teknokratların atanmasıyla birlikte, para ve maliye politikasında ihtiyaç duyulan ortodoksluğa dönüş yaşandığı belirtiliyor. Mehmet Şimşek’in maliye bakanı olarak atanması da bu dönüşümün önemli adımlarından biri olarak gösteriliyor.
Ekonomik İyileşme Göstergeleri
Analizde, Türk Lirası’nın Mart-Temmuz 2023 arasında yüzde 38 değer kaybetmesi, Merkez Bankası’nın politika faizini kademeli olarak yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltmesi ve kredi sıkılaşması için uygulanan makro ihtiyati politikalar örnek olarak veriliyor. Bu politikaların sonucunda, enflasyonda gerilemenin görülmeye başlandığı ve Haziran 2024’te enflasyonun aylık bazda yüzde 1,6 olarak açıklandığı ifade ediliyor. Bu oranın yıllıklandırıldığında yüzde 21,6’ya eşdeğer olduğu vurgulanıyor. Medeiros, bu durumun enflasyonun yeni normal seviyeleri olabileceğini belirterek, Türk reel faiz oranının yüzde 20 civarında olacağını öngörüyor. Daha istikrarlı fiyatların lirayı istikrara kavuşturmak, yerel halkın dolarizasyonunu azaltmak ve yabancı yatırımcıları teşvik etmek için önemli olduğunu belirtiyor.
Cari Açık ve Turizm Gelirleri
TL’deki değer kaybı ve yüksek faiz oranlarının, 2023’ün ilk çeyreğinde GSYİH’nin yüzde 5,5’inden bu yıl aynı dönemde yüzde 2,8’e düşen cari açığı azalttığı ifade ediliyor. Ayrıca, turizm gelirlerinin yaz boyunca ek bir destek sağlayacağı vurgulanıyor.
Vergi Politikaları ve Enflasyon
Yeni ek kamu vergilerinin geçen yıl enflasyonu yükselttiği belirtilirken, yeni önlemlerin doğrudan vergilere odaklandığı ve bu vergilerin genellikle dezenflasyonist olduğu ifade ediliyor. Medeiros, açığın azaltılmasının zorlu önlemleri içerebileceğini belirterek, kamu görevlisi maaşlarının dondurulması gibi adımların atılabileceğini belirtiyor.
Erdoğan’ın Politika Değişikliği ve Güven Sorunu
Medeiros, yeni politika yönetiminin halen bir güven sorunu yaşadığını ve Erdoğan’ın ortodoks politikalardan geri adım atıp atmayacağının belirsiz olduğunu belirtiyor. Ancak bu sefer reformların sağlam temellere dayandığını ve Erdoğan’ın lira istikrarının popülaritesi ile bağlantılı olduğunu anladığını ifade ediyor. Erdoğan’ın ilk on yılındaki akılcı para ve maliye politikasının yabancı yatırımları artırdığı ve ekonominin reel olarak yüzde 64 büyüdüğü hatırlatılıyor.
Gelecek Perspektifleri
Yazar, Türkiye’nin mevcut makroekonomik sorunlarının 1999 dönemine göre daha az şok yarattığını, bütçe açığının daha yönetilebilir olduğunu ve kamu borcunun çoğunun lira cinsinden olduğunu belirtiyor. Reformların uzun vadeli yapısal büyümeye yol açıp açmayacağını söylemek için henüz erken olduğunu belirten Medeiros, işaretlerin olumlu olduğunu ve Erdoğan’ın yabancı yatırımcıları Türkiye’nin yeniden çekici bir yatırım fırsatı olduğuna ikna etmesinin iyi bir adım olacağını ifade ediyor. AB ile ilişkilerin normalleşmesi, hukukun üstünlüğünün uygulanması ve kurumların güçlendirilmesi gibi adımların da bu konuda yardımcı olacağı belirtiliyor. Son olarak, Türkiye’nin Körfez yatırımcıları ile ilişkilerini güçlendirdiği ve Merkez Bankası’na mevduatlarını artırdığı ifade ediliyor.
Bu analiz, Türkiye’nin ekonomik yönetiminde ve politikalarında yaşanan değişimlerin yatırımcı güvenini yeniden kazanmasına yönelik önemli adımlar olduğunu gösteriyor.
Yorumlar kapalı.