1987’deki büyük finansal kriz Asya’da başlamıştı; şimdi de Japonya’da benzer bir durum yaşanıyor. Temmuz ortasında Dolar/Yen kuru 162 seviyesine yükselince, Japon Merkez Bankası (BoJ) politika faizini 0.10’dan 0.25’e çıkardı. Bu hamle Yen’in değer kazanmasına neden oldu ve BoJ, gelecekteki faiz artırımlarının sinyalini verdi.
ABD’de olası bir durgunluk korkusu ve Yen’in güçlenmesiyle tetiklenen panik satışları, Japonya’da Nikkei endeksinin 4.451,28 puan kaybederek tarihindeki en büyük günlük düşüşünü yaşamasına yol açtı. Endeks, %12,4 düşüşle 31.458,42 puanda kapandı. Bu, Ekim 1987’de Kara Pazartesi’deki %14,9’luk düşüşten sonraki en büyük ikinci düşüş oldu.
Bu dalgalanmalar küresel piyasaları da etkiledi ve finansal piyasalar, merkez bankalarını faizleri düşürmeye zorluyor. Bu tür büyük dalgalanmalar, yatırımcılar için önemli dersler içeriyor. Yatırımcıların belirsizlik dönemlerinde portföylerini çeşitlendirmeleri, risk yönetimine önem vermeleri ve ani panik satışlarından kaçınmaları büyük önem taşıyor.
Merkez bankalarının faiz kararları ve gelecekteki ekonomik beklentilere dair ipuçları, piyasaların yönünü belirlemede kritik rol oynuyor. Panik yapmadan, dikkatle izlenmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik dalgalanmalara karşı hazırlıklı olmak, stratejik ve bilinçli hareket etmek bu süreçteki en önemli adımlar arasında.
Yorumlar kapalı.