Aşırı hava koşulları ve iklim değişikliğinin, özellikle gıda fiyatları üzerindeki etkileri gün geçtikçe daha fazla hissediliyor. Küresel çapta yaşanan bu iklim değişiklikleri, kısa vadeli arz şoklarına yol açarak, başta gıda grubu olmak üzere, genel fiyat seviyeleri üzerinde ciddi bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda, iklim değişikliği, fiyat istikrarını sağlama hedefi güden merkez bankalarının araştırma gündeminde de önemli bir yer tutuyor.
Türkiye gibi tarım sektörünün ekonomide önemli bir rol oynadığı ülkelerde, iklim değişikliğinin etkileri daha belirgin hale geliyor. Artan sıcaklıklar, uzayan kuraklık dönemleri, şiddetli fırtınalar ve seller gibi aşırı hava olaylarının tarımsal üretim ve tedarik zincirlerini olumsuz etkileyerek gıda fiyatlarının hızla yükselmesine neden olduğu gözlemleniyor. Uzmanlar, iklim değişikliğinin 2035 yılına kadar küresel gıda maliyetlerini her yıl ortalama yüzde 1,5 ila yüzde 1,8 oranında artıracağını öngörüyor.
Türkiye, özellikle Akdeniz kuşağında yer alması nedeniyle iklim değişikliğine karşı en hassas bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, Türkiye’nin önde gelen meyve ve sebze üretim merkezlerinde ciddi enflasyonist baskılar yaratıyor. Son dönemde yapılan analizler, özellikle taze meyve ve sebze fiyatlarındaki mevsimsel değişimlerin, iklim değişikliğinin etkisiyle şekillendiğini ortaya koyuyor. Meteorolojik veriler, 2020 sonrası dönemde sonbahar ve kış aylarının daha ılıman, ilkbahar ve yaz aylarının ise çok daha sıcak geçtiğini, yağış miktarının ise genel olarak azaldığını gösteriyor.
Bu durum, tarımsal üretimde ciddi sorunlara yol açıyor. Özellikle Türkiye’nin önde gelen meyve ve sebze üreticisi olan Mersin, Adana, Antalya, Hatay ve Muğla gibi illerde, artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, üretim verimini düşürerek, maliyetlerin artmasına neden oluyor. Bu durum, taze meyve ve sebze fiyatlarına doğrudan yansıyor ve genel enflasyon görünümünü olumsuz etkiliyor.
İklim değişikliğinin tarım sektörüne etkisi sadece üretim miktarlarını değil, aynı zamanda üretim maliyetlerini de artırıyor. Artan sulama ihtiyacı ve tarımsal faaliyetlerde kullanılan enerji miktarının yükselmesi, gıda üretim maliyetlerini yukarı çekiyor. Bu faktörler, gıda fiyatlarındaki artışın en önemli sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Özetle, iklim değişikliği, sadece çevresel bir sorun olmanın ötesine geçerek, sürdürülebilirlik, gıda güvenliği ve fiyat istikrarı açısından da ciddi bir tehdit unsuru haline gelmiş durumda. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu durum, hanehalkı refahı ve genel enflasyon görünümü açısından kritik bir öneme sahip. İklim değişikliğinin, tarımsal üretim, maliyetler ve gıda fiyatları üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak, bu iki unsuru birlikte ele almanın gerekliliği gün geçtikçe daha fazla ön plana çıkıyor.
Yorumlar kapalı.