Son yıllarda Türkiye’de kumar bağımlılığı oranı, toplumun farklı kesimlerinde alarm verici seviyelere ulaştı. Enflasyonun etkisi sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda toplumsal değerlerimizi de erozyona uğratıyor. Kumar bağımlılığı, insanların yaşamlarını geri dönülmez bir biçimde etkileyen ve onları adeta esir alan bir hastalığa dönüşmüş durumda. Bu bağımlılık, sadece bireyin mali durumunu değil, ailesini, sosyal çevresini ve psikolojik sağlığını da derinden sarsıyor.
Son dönemde ortaya çıkan trajik olaylar, kumarın ne denli yıkıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Şanlıurfa’da bir öğretmenin kumar bağımlılığı nedeniyle yaşadığı trajedi, bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri. Hayatını çocuklara adamış bu öğretmen, kumara yenik düşerek borç batağına saplandı. Borçlarını ödemek için tefecilere başvurdu, ancak bu da yeterli olmadı. Son çare olarak babasının evini satmak zorunda kaldı, ancak yine de borçlarını kapatamadı. Ailesine yaşattığı acı ve hayal kırıklığı onu çıkmaz bir yola sürükledi. Sonunda, yaşadığı çaresizlik ve umutsuzluk içinde bir mektup bırakarak hayatına son verdi. Bu mektup, onun iç dünyasındaki fırtınaları ve yaşadığı derin acıyı yansıtıyordu.
Bir başka dram ise 34 yaşındaki bir adamın hikayesinde ortaya çıkıyor. Bu kişi, bir yıl öncesine kadar kumarın ne olduğunu bilmezken, kısa sürede kumar bataklığına saplandı. Bir yıl içinde tüm birikimlerini kaybetti ve sadece bir günde 140 bin TL’yi kumarda yitirdi. Borçları birikti, ailesi ise bu duruma daha fazla dayanamadı. Eşi, onu eve almamaya başladı; çocuğunu göremeyen adam, annesinin evine sığındı. Her gece, kumarın ona neleri kaybettirdiğini düşünerek geçirdi. Yaşamaktan neredeyse vazgeçmiş bir halde, “Ben bittim, siz bitmeyin” diyerek başkalarını bu yola düşmemeleri konusunda uyarıyordu.
Bu hikayeler, kumarın nasıl insanları ve onların hayatlarını yok ettiğini, adeta bir trajediye dönüştürdüğünü gösteriyor. Kumar bağımlılığı, sadece bir oyun değil; bazen hayatı geri dönülmez şekilde karartan bir felaket haline gelebiliyor. Kumarın pençesine düşen insanların yaşadığı dram, bu bağımlılıkla mücadele eden herkes için bir uyarı olmalı. Toplum olarak, kumar bağımlılığının karanlık yüzünü daha iyi anlamalı ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için bilinçlenmeli ve etkili önlemler almalıyız.
Aslında bu sorun bireysel bir mesele gibi görünse de halının altına süpürülen toplumsal bir sorundur. Ekonomik kriz ve enflasyonun etkisiyle insanlar, çareyi kumarda ararken daha büyük borç yüklerinin altına giriyor ve bu operasyonda neşter yerini palaya bırakacak gibi görünüyor.
Yorumlar kapalı.