Bir Cumartesi akşamı Ankara’da Farabi’de bir mekana yemek için gittik. Ankaralılar bilir, o bölgede yerleşim çok dip dibe olduğu için park yeri krizi yaşanır. Direksiyonda sinir krizi ile delirmek arasındaki ince çizgide gezerken, ufak bir köşede arsadan bozma bir otopark gördüm ve arabamı oraya park ettim. Hemen yanıma “Değnekçi” olarak tabir edilen bir çocuk yanaştı parayı verdim ama diğer arkadaşların gelmesine 5-6 dk olduğu için bende sıkıntıdan çocukla sohbete başladım. 21 yaşında lise terk civa gibi bir delikanlı, inceden de bitirim, çenesi iyi laf yapıyordu ve tek hayali de böyle bir arsa bulup Otopark Sahibi olmakmış. Yani kendisine Değnekçilikten Otoparkçılığa bir kariyer planlamış
Bir anda aklıma borsadaki yancılıktan, komisyonculuğa oradan da Oyuncuların maşası olarak aracılığa geçen kariyerler geldi. Esasında her iki iş kolu içinde işverenin istediği temel şey aynı; para kazanmak için her kavgaya hazır bitirim bir delikanlı, ama “Borsa Değnekçişiği” için ilave olarak etik değerleri esnek (!), çok az da yağ kıvamında olmak ve her şartta suyun üstüne çıkabilmek olmazsa olmaz özelliklerdir
Borsada Değnekçilikten, Otoparkçılığa giden mesleki formasyonu kısaca dört evrede özetleyeyim size;
- Birinci evre “OMURGA AMELİYATI”; markette kasiyer, kamu görevlisi, tesisat ustasi gibi düzenli geliri ve işi olan fakat yaptığı iş veya kazancından memnun olmayan bitirim delikanlı borsa ile tanışır. Önceleri para kaybeder, hayata küser, sonrasında ise bu işten kolay para kazanan adamları görür ve onların yanında Değnekçi olarak işe girer. Bu süreçte yapılanları, hareketleri, tavırları izler, kopyalar. Ama bunun da bir bedeli vardır, o bedel nedir derseniz; su gibi olmayı öğrenir her türlü kabın şeklini almak zorundadır. Bu omurga ameliyatını başarılı bir şekilde atlatan Değnekçi bunca acının karşılığı olarak bir sonraki adıma hazırdır artık
- İkinci evre “OĞLU ARINI KOVAN TAŞIMASI”; işvereninin yanında palazlanan Değnekçi artık kovana sığmamaya başlar ve o özgüven ile işvereninin yatırımcı grubundan bir kısmını “çalarak” kendi kovanının kurmak üzere, işvereninin kovanını terk eder. Artık bal üretmek için elinde bir grup işçi arı vardır, ama o bal sadece kendisinin semirmesi için kullanacağı sermayedir onun gözünde. Bu arılara tanıdığı Oyuncuların tahtalarında işçi olarak kullanır ve onların sermayesi vasıtasıyla hem Oyuncudan hem de o grubun karından komisyon alarak semirmeye devam eder
- Üçüncü evre “KOZASINI YIRTAN KELEBEK”; Artık daha fazla sermaye, yani yatırımcıya ihtiyaç duymaktadır bizim Değnekçi ve bunu için şekil değiştirmesi gerekmektedir. Artık kozasını yırtıp rengarenk bir kelebek olma çabasındadır. Lüks araba, pahali kıyafetler, tanınmış ünlü arkadaşlar ile fotolar onun kanatlarınaki renkleri ön plan çıkartmaktadır. Böyle renkli, saf ve temiz kelebeğe kim inanmaz ki artık! Böylece kontrolündeki porföy katlayarak büyümekte ve gerçek oyuncuların işine yarayabilecek seviyeye gelmiştir
- Dördüncü evre “ OTOPARKÇILIK”; omurgasını aldıran, kovanını taşıyan ve yeni bir forma giren eski Değnekçimiz, bitirimliğin de verdiği güvenle artık oyuncuların ona devrettiği tahtada, yanındaki değnekçileri de kullanarak Otoparkçılığa başlamıştır Esas görevi oyuncunun verdiği tahtada, yönetimindeki sermayenin park etmesini ve uygun yerde çıkmasını sağlamaktır. Böylece komisyon geliri mislisiyle artmak, kanatlarının renkleri canlanmaktadır
Beşinci evre yok mu diye soranları duyar gibiyim. O evre biraz sıkıntılı çünkü Otoparkçılık yaparken, ensesi kalın bir abinin park halindeki aracının zarar görmesi durumunda otoparkçı çoğunlukla maddi veya manevi zarar görür. Özellikle son dönemde park halindeki aracı çizilen abilerin, Otoparkçılara futbol tarifi ile, yatarak ve kayarak müdahale ettiklerini çok duyar olduk maalesef
Ya arabası çizilen garibana ne oluyor derseniz cevap basit; son kuruşuna kadar bu insanlara güvenerek söylediği hisseyi alan adamın gözlerine bakarak;
- Ben x fiyatta söyledim sen 3x fiyatta almışsın bana ne
- Daha dün satin dedim, duymamış olman senin hatan ben ne yapayım
- Bekle bir sonrakinde zararını çıkartırsın
dedikten sonra gece rahatça uyuyabilen Değnekçilikten Otoparkçılığa koşar adımlarla giden bu ademoğullarının umurunda olur mu sizce o garibanlar
Bu süreçte en önemli evra birinci evredir Çünkü “omurga ameliyatı” ne kadar başarı ile icra edilirse, bizim değnekçi ne kadar omurgasız olursa, otoparkçılığa giden yoldaki merdiven basamaklarını o kadar hızlı çıkacaktır
Yorumlar kapalı.