Küresel sistemde ilk rezerv para İngiltere’nin 19. Yüzyılda parasını “altın”a endekslemesiyle birlikte Sterlin olmuştur. Ancak 1. Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında güvenli liman olan altına talep artmış ve yaşanan altın kıtlığıyla birlikte Sterlin altına göre değil kanuna göre basılmaya başlandı. İngiltere, savaş sonrasında her ne kadar Sterlin’in altın karşılığını tutmakta dirense de başarılı olamamış ve ABD bu dönemde parasını altına dayalı olarak tutabilen tek ülke konumuna gelmiştir.
1929 Ekonomik Buhranı ve 2. Dünya Savaşının yıkıcı etkilerinin altından kalkabilmek adına “Amerikan Planı” doğrutulsunda 1944 yılında ABD’nin Bretton Woods Kasabasında 44 ülkenin katılımıyla bir konferans gerçekleştirilir. Bugün otorite olan iki kurum Uluslararası Para Fonu yani IMF ve Dünya Bankası da bu konferansın sonucu olarak, 2. Dünya Savaşından olumsuz etkilenen Avrupa şehirlerini finanse etmek ve ticareti düzenlemek amacıyla kurulmuştur.
Konferanstan çıkan bir diğer sonuç ise Doların Altına endekslenmesiydi. Buna göre 1 ons (31.1 gr) altın 35 Dolara endekslenmişti. Yani ABD her 35 dolar bastığında 1 ons fiziki altını kasasına koyacaktı. Böylece kağıt parçasına bir değer atfedilebilecekti. Ancak yıllar içerisinde ortaya çıkan yapısal, siyasal ve ekonomik değişimler ile Dolar değerini koruyamadı. 1980’de devalüe olan Dolar, altınla bağını kopararak gücünü ABD ekonomisine ve üretimine dayandırdı
İşte Doların rezerv para olma hikâyesinin özeti…
Peki, altınla bağını koparan Dolar nasıl halen bu kadar güçlü?
ABD’nin ve Doların elini güçlendiren en büyük unsur küresel piyasalarda petrol ticaretinin Dolarla yapılmasıdır. Zira petro-dolar ABD’ye istediği zaman basabileceği bir para birimi ile petrol satın almayı sağlamaktadır. Fakat Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleri ile Japonya, Çin, Brezilya ve Rusya petrol ticaretinde petro-dolar alternatifi geliştirmeye çalışmaktadırlar. 6 Mart 2018’de Şangay’da Yuan cinsinden ham petrol vadeli işlemleri başlamış olması da bu görüşü destekler niteliktedir. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen Dolar halen gücünü koruyor. Zira bu tür hamleler ABD’ye “oyunda biz de varız, unutma” minvalinde sopa sallamaktan öteye geçmiyor.
IMF’in 2024 1. Çeyrek verilerine göre dünyada dolaşımda olan rezerv paranın %58’i ABD Doları, %20’si ise Euro. Yani dünya Dolar ile dönüyor.
ABD’nin Politik ve ekonomik rakipleri Doların rezerv para hegemonyasını oldukça kolay bir şekilde sarsabilir.
Ancak soru şu: Bunu kim ister? Kimin faydasına olur? Kimsenin… ABD’yi ekonomik darboğaza sokmak kolay. Ama bu kimsenin faydasına olmaz.
Birbirine girift ağlarla bağlı dünya ticaretinde distopik bir dünyaya yol açacak herhangi bir olay yaşanmadıkça Dolar, zaman zaman zayıflasa da rezerv para konumunu kaybetmeyecektir.
Kimse içinde yaşadığı dünyayı ekonomik felakete sürükleyerek dünya ekosistemi bozmak istemeyecektir…
Ömer Niyazi ERTEN
Yorumlar kapalı.