Trump’ın yeniden başkanlık ihtimali, sadece küresel piyasaları değil, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri de yakından etkiliyor. Türkiye’den son dönemde yabancı sermaye çıkışları hızlanırken, TCMB’nin brüt rezervlerinde de düşüş kaydedildi. Ancak uzmanlar, bu çıkışların Türkiye’ye özgü olmadığını, aksine küresel bir gelişmekte olan piyasa trendinin parçası olduğunu vurguluyor.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerine başlaması, gelişmekte olan piyasalar için teorik olarak olumlu bir hava yaratmalıydı. Ancak, özellikle Türkiye gibi ülkelerde bu etki hissedilmiyor. Bunun ardındaki temel sebeplerden biri, ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri ve eski Başkan Donald Trump’ın geri dönüş ihtimalinin yarattığı belirsizlik.
Reuters’in analizine göre, Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, özellikle Çin’e yönelik daha sert ticaret politikaları ve korumacı önlemlerle gündeme gelebilir. Bu durum, Çin ekonomisine büyük bir darbe vurabileceği gibi, gelişmekte olan diğer piyasalar için de riskler doğurabilir. Türkiye gibi ülkeler, küresel ticaret savaşlarının dolaylı etkilerini hissetmeye başlamış durumda. Özellikle Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir rol oynayan Çin’e yönelik sert tarifeler, ticaret hacmini düşürebilir ve ekonomik dengeleri bozabilir.
Barclays ekonomistlerinin tahminlerine göre, Trump’ın önerdiği %60’lık gümrük tarifesi, Çin’in GSYİH’sini ilk yıl içerisinde 2 puan düşürebilir. Bu sadece Çin’i değil, Çin ile yoğun ticaret yapan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri de olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, ABD’nin Çin dışındaki tedarik zincirlerini dost ülkelere kaydırma planı, Türkiye için fırsatlar da yaratabilir. Özellikle üretim gücü artan Türkiye’nin, bu süreçten fayda sağlayabileceği öngörülüyor. Ancak bu fırsatlar, Trump’ın ikinci dönem politikalarına bağlı olarak şekillenecek.
Global X ETF’lerinin kıdemli portföy yöneticisi Malcolm Dorson’a göre, Hindistan gibi ülkeler, Trump döneminde ticaret savaşlarının kazananları olabilir. Türkiye ise bu süreçte dikkatli adımlar atarak, dış ticaret politikasını yeniden şekillendirmek zorunda kalacak.
UBS Global Wealth Management CIO’su Mark Haefele de Türkiye’nin bu süreçte tedarik zincirlerini çeşitlendirme fırsatını değerlendirebileceğini belirtiyor. Özellikle Çin’in küresel tedarik zincirindeki rolünün azalması, Türkiye gibi ülkelerin pozisyonunu güçlendirebilir. Ancak Trump’ın korumacılık politikaları, Türkiye’nin de bu süreçte karşı karşıya kalacağı riskleri artırabilir.
Yorumlar kapalı.