Küresel çapta merkez bankaları faiz indirim sürecine girdi. FED’in Mart 2022’de başlayan parasal sıkılaştırma döneminin sonuna geldik. Küresel piyasalarda gözler çarşamba günü FED’ten gelecek faiz kararına çevrildi peki bu karar neden bu kadar önemli?
Faiz indiriminin ekonomiler ve piyasalar üzerindeki etkisine kısaca değinmek gerekirse;
Faiz indirimleri şirketlerin borçlanma maliyetlerini düşürerek kar marjlarının artmasına katkı sağladığı gibi tüketici davranışları üzerinde de etkili bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Düşen tüketici ve mortgage faizleri harcamaları arttırdığı için ekonomik büyümeye pozitif katkı sağlar.
Piyasalar açısından değerlendirdiğimizde, düşük faiz dönemlerinde sabit getirili yatırım araçlarının getirileri düşük kaldığı için daha yüksek getirili ve daha riskli yatırım araçlarına talep artmaktadır.
Uzun süre düşük kalan faiz oranlarının ekonomiye verdiği en büyük zarar ise ekonomik balonların oluşmasına neden olmasıdır.
Bu yazıda, FED’in neredeyse 3 yıl sonra ilk faiz indirimi kararını beklerken yakın dönemdeki parasal genişleme süreçlerini, neden bu süreçlere ihtiyaç duyulduğunu anlatmaya çalıştım
Dot-com krizi 2001-2002,
2000-2001 yıllarında ABD’de teknoloji ve internet şirketlerine yönelik aşırı spekülasyon sonucu yaşanan bir ekonomik balonun patlamasıdır.
2000 Yılının Mart ayında aşırı değerlenen teknoloji hisseleriyle NASDAQ Endeksi 5000’e yükselir ve yükselişin ardından 2001 yılında sektör büyük bir krize girer. Birçok teknoloji şirketinin iflas edip kapanmasıyla Nasdaq Endeksinde Ekim 2002’ye kadar 2,5 yıl boyunca devam eden bir gerileme süreci yaşanır.
Dot-com balonu patlarken düşüş teknoloji ağırlıklı NASDAQ Endeksi ile sınırlı kalmaz diğer Amerikan borsa endekslerinde de önemli kayıplar yaşanır.
Dot-com krizi sonrasında, ABD’de ekonomik durgunluk yaşanırken Federal Reserve (FED) ekonomiyi tekrar canlandırmak için faiz indirimine başlar ve ilk faiz indirimi 3 Ocak 2001 tarihinde gerçekleşir. FED, 50 baz puanlık bir indirime giderek faiz oranını %6.5’ten %6’ya düşürmüştür.
2001 yılı boyunca, FED’in faiz indirim süreci devam ediyor. 2001 yılı boyunca FED toplamda 11 kez faiz indirimi yapıyor ve %6,5’le başladığı süreç yılsonuna kadar %1.75 seviyesine geriliyor. Bu oran 40 yılın en düşük oranıdır.
O süreçte borsa Endekslerine baktığımızda;
İlk faiz indirimleri sırasında borsada ani bir toparlanma gözlenmemiş. Eylül 2001’de yaşanan 11 Eylül terör saldırıları da piyasaları olumsuz etkilemiş. Orta vadede ise piyasalarda toparlanma 2002 yılının sonlarına doğru başlıyor
2001 Dot Com Krizi ve sonrasında faiz indirim süreci

2-2007-2008 mortgage krizi ve QE1
Subprime mortgage (yüksek riskli ipotek) kredilerinin geniş çaplı iflaslarıyla başlar. Kriz patlamadan önce bankalar, düşük kredi notuna sahip bireylere yüksek riskli konut kredileri vermektedir ve bu krediler, menkul kıymetleştirilerek yatırımcılarına satılır. Konut fiyatlarındaki balonun patlamasıyla, kredilerini ödeyemez hale gelen borçlular bankaların bilançolarında büyük zararlar doğmasına yol açar. Konut piyasası çöker, Lehman Brothers gibi büyük bankalar iflas ettiği için. Bankalararası güven sorunu oluşur ve likidite krizi yaşanır. ABD’de başlayan bu kriz kısa sürede küresel bir krize dönüşür. Krizden çıkış 2009 yılında hükümetlerin ve merkez bankalarının kurtarma paketleri, faiz indirimleri ve parasal genişlemeyle başlar
MORTGAGE KRİZİ 2007-2008 ve faiz indirim süreci

3-2011 ABD Borç tavanı krizi ve QE2
ABD Hükümetinin borç tavanına ulaşması (Mevcut yasalar çerçevesinde borçlanma sınırı) bu limitin arttırılmaması durumunda temerrüde düşme riski nedeniyle oluşan kriz küresel piyasalarda da ciddi endişe yaratır.2011 Yılının Temmuz ve Ağustos aylarında krizin etkileri yoğunlaşır ve Endişeler arttıkça piyasalarda voltilite yükselir. ABD hükümetinin temerrüde düşmesini önleyen anlaşma Ağustos 2011’in başında yapılır, ancak piyasalar hemen toparlanmaz ve belirsizlikler sürer. Ancak yıl sonunda endeksler biraz daha stabil hale gelirler. Amerikan endekslerinde ciddi bir düşüşe neden olan krizin etkisiyle DJIA, S&P 500 ve NASDAQ, endekslerinde krizin derinleştiği dönemde %15-20 arasında düşüşler yaşanır.
2011 borç tavanı krizinin ardından, Federal Reserve tarafından faiz indirimi yapılmaz. Bunun yerine, Fed faiz oranlarını tarihi düşük seviyelerde tutmaya devam eder ve ekonomiyi desteklemek için farklı araçlar kullanır. Faiz oranları, 2008 küresel mali krizinden bu yana zaten oldukça düşük seviyededir.
2011 yılında Fed faiz oranlarını 0 ile 0.25% arasında sabit tutma politikasına devam eder ancak, ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve piyasalardaki belirsizliği azaltmak için Parasal Genişleme (QE) politikalarını genişletir.
Eylül 2011’de yeni bir program olan Operation Twist’i başlatır. Bu programda Fed, kısa vadeli tahviller satıp uzun vadeli tahviller satın alarak uzun vadeli faiz oranlarını düşürmeyi amaçlar.
Bu dönemde faiz indirimi yerine, likidite artırıcı ve kredi maliyetlerini düşük tutmaya yönelik politikalar ağırlıklı olarak kullanılır.
ABD BORÇ TAVANI KRİZİ VE SONRASI 2011


4 – 2020 COVID-19 Pandemisinde Amerikan Endekslerinin Durumu ve Parasal Genişleme
Küresel pandemi krizinin etkileri hala devam ediyor. 2020 yılında COVID-19 pandemisinin patlak vermesiyle birlikte, ABD hisse senedi piyasaları ve küresel piyasalarda büyük bir çöküş yaşadı. 15 Mart 2020’de Fed, piyasaya likidite sağlamak amacıyla sınırsız parasal genişleme programını duyurdu. Başta Avrupa Merkez Bankası olmak üzere diğer majör merkez bankaları ve gelişmekte olan ülkeler durma noktasına gelen ekonomilerine ve bozulan tedarik zincirine destek olmak için benzer süreçler izledi.
Fed bu süreçte, Hazine tahvilleri ve mortgage destekli menkul kıymetler alımını artırarak piyasaya trilyonlarca dolar enjekte etti.
1-Parasal Genişleme (QE):
Başlangıç: 15 Mart 2020’de Fed, kredi akışını desteklemek ve ekonomik faaliyetleri teşvik etmek için adım attı. Piyasaya likidite sağlamak amacıyla sınırsız parasal genişleme programını duyurdu. Fed, Hazine tahvilleri ve mortgage destekli menkul kıymetler alımını artırarak piyasaya trilyonlarca dolar enjekte etti.
2-Faiz İndirimi:
İlk Faiz İndirimi: 3 Mart 2020’de, FED, politika faizini 50 baz puan indirerek 1.00-1.25% aralığına düşürdü.
İkinci Faiz İndirimi: 15 Mart 2020’de FED, politika faizini tekrar 100 baz puan indirerek 0-0.25% aralığına çekti. Bu, FED’in sıfır faiz politikasına geri döndüğü anlamına geliyordu.
FED’in sınırsız tahvil alımıyla piyasaya sağladığı likidite, yatırımcıları riskli varlıklara yönlendirdi ve hisse senetleri büyük bir yükseliş yaşadı.
2022 yılına girerken, enflasyonist baskılar artmaya başladı. FED, bu duruma karşı faiz artışlarına ve parasal sıkılaştırma (quantitative tightening) sürecine geçiş yaptı. Parasal genişlemenin yavaşlaması ve faiz artışı beklentileri, 2022’de piyasalarda volatiliteye yol açtı.
COVİD 19 KRİZİ 2020-2021

2022 Parasal sıkılaştırma dönemi ve endeksler
2022 yılına girerken, enflasyonist baskılar artmaya başladı. Fed, bu duruma karşı faiz artışlarına ve parasal sıkılaştırma (quantitative tightening) sürecine geçiş yaptı. Parasal genişlemenin yavaşlaması ve faiz artışı beklentileri, 2022’de piyasalarda volatiliteye yol açtı.2022 yılının ilk yarısında genişleyici para politikalarının etkisiyle özellikle teknoloji hisselerinde yükseliş sürdüğünü görüyoruz. Mart 2022’de başlayan faiz arttırım sürecinin devam etmesiyle endeksler geriledi
2023 yılında Fed’in faiz artırımlarının devam etmesi, piyasalarda zaman zaman satış baskısı yarattı. Ancak, yılın sonuna doğru enflasyonun düşme eğilimi göstermesi, piyasalara pozitif yansıdı.

Yorumlar kapalı.