featured
  1. Haberler
  2. Pazar Yazısı
  3. BURNUNDAN KIL ALDIRMAMAK

BURNUNDAN KIL ALDIRMAMAK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gerçek Bir Hayat Hikayesi

Osman Efendi, Uşak’ın saygın ve varlıklı kişilerindendir. Ancak bir süredir geçmek bilmeyen baş ağrılarıyla boğuşmaktadır. Ağrıları öylesine şiddetlidir ki, çareyi bulan kişiye servet vaat edecek hale gelir. Ne var ki, doktorların hiçbiri ağrının sebebini bulamaz. Verilen ilaçlar, yapılan tedaviler hiçbir işe yaramaz. Ev halkı endişelidir, Osman Efendi ise geceleri dahi uyuyamaz hale gelmiştir.

Sonunda, çareyi İstanbul’un en iyi doktorlarına gitmekte bulurlar. Osman Efendi, titizlikle muayene edilir, testler yapılır. Ama sonuç değişmez: Adamcağız turp gibi görünmektedir! Ancak dayanılmaz baş ağrısı ve göz yaşları, hayatı çekilmez hale getirmiştir. Çaresiz kalan doktorlar, hastayı yurtdışına götürmelerini önerir.

O dönem Amerika değil, İsviçre modadır. Apar topar Zürih’e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, testler tekrarlanır. Yine de sonuç aynıdır: Bir teşhis koyulamaz. Artık yürüyemez hale gelen Osman Efendi’ye sadece ağrı kesiciler verilerek ülkesine dönüp dinlenmesi önerilir. Başka bir deyişle, son günlerini evinde geçirmesi gerektiği ima edilir.

Uşak’a dönen Osman Efendi, yayla evine yatırılır. Ağrı kesicilerle günü geçirirken, ölümünü beklemeye başlar. Günler böyle geçerken, ev halkı biraz olsun keyiflenmesi için eski berberi Berber Mehmet’i çağırmaya karar verir. Mehmet, Osman Efendi’yi tıraş ederken içini döken adamın haline üzülür. Bir an düşünür ve sorar:

“Beyim, sakın burnunuzda kıl dönmesi olmasın?”

Şaşkın bakışlara aldırmadan burnunu inceler ve cımbızını kaptığı gibi kılı çeker. O an Osman Efendi’nin çığlığı tüm köyü inletecek kadar güçlüdür! Ev halkı panikle odaya koşar, Mehmet ise elindeki cımbızın ucunda duran yirmi santimlik kılla birlikte kapı dışarı edilir.

Osman Efendi’nin kanayan burnuna pansuman yapılır, kolonyalar koklatılır. Ancak asıl mucize ertesi sabah yaşanır. Aylardır ilk kez rahat bir uykudan uyanan Osman Efendi, göz yaşarmalarının geçtiğini ve baş ağrısından eser kalmadığını fark eder. Doktorlar, kılın sinire baskı yaparak dayanılmaz ağrılara sebep olduğunu ancak o zaman keşfeder.

Osman Efendi, kendisini ölümün eşiğinden kurtaran Berber Mehmet’i yanına çağırtır ve ona bir servet bağışlar.

İşte o günden sonra şu söz dilden dile dolaşır: Burnundan kıl aldırmayanların başı çok ağrır.

Hayat bize bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabileceğini gösterir. Yeter ki, karşımıza çıkan her fikre açık olmayı bilelim. Büyük ya da küçük demeden herkesi dinlemeyi öğrenelim… Çünkü bazen en büyük çözümler, hiç ummadığımız yerlerden gelebilir.

BURNUNDAN KIL ALDIRMAMAK
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.